Bir yerden başka bir yere gidilir ve belki geri dönülür. Dönüp dönmemek ayrılınan yer ile eskiyen ilişkiye ve(ya) varılan nokta ile uyuşmaya bağlıdır herhalde biraz. Yolculuklar için plan yapmak iyidir, gerekir. Ama plan plan üstüne kurunca insan, kendine de kumpas kurmuş gibi hissetmeye başlayabilir, gereksiz. Plan derdine götü dümdüz etmenin de manası yok diyelim ama onun yanında boklu değneğin öbür ucu da sapının keyfine çıkıp dolanmak herhalde. Kontrolsüz güç güç değildir diyen reklama inat patinaj çekmeden plansız gezenlere mundar diyebilen bir kişiyim hapşurarak. Ayrıca şizofren olmadığımı da sanıyorum.
(Uyuz etme pahasına) Neyse...
Yoldan keyif alınabilir. Sırf yolun keyfi için yola çıkılabilir. Evet bunlar yapılabilir ve haklıdır da bunu beceren. Yol zaten kendini anlatır, akar gider. Bizim ayrıca cümle sermemize gerek yok.
Bu yazı ön tekerin ayrılınan yere döndüğünde gördükleri ile, vardığında farkettikleri ile ilgili olmak istedi başta ama bakalım nasıl olacak.
Dönüp gelen aslında herşey aynı şey olsun ister genelde. Kaçmadı ise giderken. Bunun beyhude bir istek olduğunu da bilir aslında ya, kendine tebligatlarını sürekli sümen altı eder insan. Zaten, zaten bildiklerimizi başkalarından duyduğumuzda vurucu olur. Bir tiyatro oyunudur bu. Oyuncu da seyirci de biz. Kendi kendimize tragedya(böyle mi deniyordu). Lan biliyorsun işte yediğin boku, daha ne.
Teller demiştik ya birkaç kez. Bir de ona bakalım. İnsan kendi midesini çevreleyen tel ağı birarada tutan ve gerekirse sıkıştıran o birkaç tel bağı tutup şöyle yukarı çekip boğazına dolayarak ensesinden çıkarıp beynine bağlayamaz. Yani aslında zaten böyle bağlıdır da kendi ellerini sokup bu birkaç teli geremez. Onu karşındakinin yapmasına muhtaçsın. Öyle bir çeker ki karşındaki, zıınn edersin bir anda tüm vücudunla ve ruhunla. Ha tabi metal yorgunluğu diye birşey de var. Çat, gidebilir de. Biz edebiyat bilmiyoruz yumru falan diyemiyoruz. Mühendisiz ya tel mel işte. Anla sen.
Evet kabul, aslında herşey başka birşeydir. Ya da başka birşey olur. Zaman geçer de geçirir de. Akar. Aramanın manası yok geçmiş olanı, geçirilmiş olanı.