Televizyondan öğrendiğim kısıtlı bilgime göre atların mesela eğitiminde, istendik davranış gösterdiklerinde ödül olarak kesme şeker veriliyor. Yunuslara balık, köpeğe sevgi verildiği gibi. Balinalara da balık veriyorlar, sadece biraz daha büyüğünü. Ayrıca yunuslar da sevgi gösterisinden memnun oluyorlarmış gibi bir hissiyatım da var, yok değil. Yani hayvanlarda gelişim sağlamak için, mesela daha düzgün yürümek için, daha hızlı yüzmek için, daha doğru kılavuzluk etmek için ödül veriliyor. Ceza da var biliyorsunuz, rulo yapılmış gazete ile burnuna burnuna vurmak gibi. Yani gelişimin ödül-ceza mekanizmasına dayandırıldığı bir eğitim süreci görüyoruz. Böyle olmadığına dair bilgisi olan varsa paylaşırsa sevinirim, buradaki saçma olması muhtemel hipotezimizi de açık havada çürümeye bırakırız. O vakte kadar, dediğim gibi olduğunu varsayarak devam edeceğim izninizle.
Burada şeker ve balık gibi fiziksel metalar ile sevgi gibi duygusal bir besini karşılaştırmayı hedeflemiyorum. Sadece hedef yanıltıyorum. Dikkatinizi başka yöne çekmeye çalışıyorum.
Asıl diyeceğim şu; insan yavrusu herhangi bir ödül ya da ceza beklentisi olmadan da öğrenme isteği duyuyor. Ödül ve ceza mekanizması işe yaramıyor demiyorum, onlar da kullanılıyor zaten, biliyoruz. Sadece demek istediğim şu ki, onlar olmasa da insan öğrenme, gelişme eğiliminde. İçinde hayatını idame ettirmesi için gereken susuzluk ve açlık gibi ihtiyaçların ötesinde şeyleri karşılama isteği var gömülü olarak. Bu beni çok şaşırtıyor. Yani insan doğrudan yaşamını devam ettirmesi için faydalı olmayan şeyleri öğrenme isteğine sahip. O nedenle kitap okuyoruz örneğin. Kadınları kandırmak, ikna etmek, etkilemek gibi bir ihtiyacın ötesinde -şimdi adını koyamadığım- gerekçelerle bin yıl önce yazılmış şiirler okuyor. "Benim gibi düşünüyor, benim hislerimi anlatabiliyor" demek için belki, kitaplar, roman serileri bitiriyor. Şu gerekçe mesela aradığım sebeplerden çok daha basit.
Neden gelişmek, ilerlemek, büyümek, öğrenmek ister insan. Nasıl bir açlıktır bu doyurulmaya çalışılan.