31 Aralık 2010 Cuma

Yıl muhasebesi

Bugün, Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet gazetesindeki köşesinde, en sonda, bir şiir paylaşmış bizlerle. Buyrun, önce şiir;

Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ve siz onu hiç kokladınız mı?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Çimlere uzandığınız oldu mu?
Yayılın çimenlerin üzerine
Acele edin
Er veya geç
Çimenler yayılacak üzerinize.


 Jacques Prevert


Şimdi de aralara girerek muhasebe:


> Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Sanırım bir kez oldu. 


> Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Evet, birkaç kez oldu bu. Evimden gün doğumu izlenebiliyor ve çok uyuyabilen biri değilim.


> Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Burada da artıdayım. Bir, galiba.


> Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Heh, gözlerimle okşadım diyelim, Alerjik biriyim ben Bay Prevert.


> Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
İşte bu noktada bu yazıyı yazmaya karar verdim ben. Bu yıl sevgili arkadaşlarım sağolsunlar bu konuda 2010 çok bonkördü. Ama doğru, o bir parmaklık elin kavramasındaki his hiç bir erişkin elinde yoktu bu sene.


> Ve siz onu hiç kokladınız mı?
O kadar anlattık, tabii ki kokladım. 


> Kaç kez kuşlara yem attınız?
Hiç.


> Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
İki kez galiba. Çok yağdı bu sene.


> Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Hayır. Bakınız kedi sorusu.


> Çimlere uzandığınız oldu mu?
Sanırım hayır. Bakınız kedi sorusu.


> Yayılın çimenlerin üzerine
> Acele edin
> Er veya geç
> Çimenler yayılacak üzerinize.
Tamam dostum, ben biliyorum onu da sanki bu kendisine hiç olmayacakmış gibi ... 

Neyse Prevert, kusuruma bakma, 2010 muhasebesine alet ettim seni. Ama güzel yazmışsın, eline sağlık. 
Görüşürüz, sevgiler.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

bir de demiş ki..
"hayat oynamayı bıraktığı zaman..
ölüm herşeyi yerine kaldırır..

hayat eğlenir..
ölüm temizlik yapar..
halının altına süpürdüğü azıcık toz önemsizdir..

öyle güzel şeyler vardır ki unuttuğu..

güzel hayatın.."

günü yakalamalı elbet..

ama..
"az yapıp.. çok ol'mak" da önemli..

sevgiyle.. çağlarım bilirim..
atalet

Sevgi Gibi dedi ki...

yaşarken ölüm kimin aklına gelir Allah aşkına, en kötü anında bile. haydi kalk silkelen kendine gel, hayat çok kısa vs vs diyebilen kaç kişi var kendine? içinde yaşadığın an ölüm kadar uzak değildir nihayetinde. olumlu duygu ve düşünceler daha bir anlıktır hem, çabucak geçiverir.
hem dese de noluyo, nolacak, ne değişecek yani?
ben bunların çoğunu yaptım, yaptım da noldu, boyum bir karış uzamadı.o bahsi geçen çimenler üzerime yayıldığında daha mı bir yaşamış olarak ölmüş olacağım yani?
beylik laflar etmek ne kolay, sinir oluyorum işte bunlara elimde değil.

basak dedi ki...

Yeni yılda dilerim alerji illetine bir çare bulunsun, kedileri ellerinle oklayabilesin!