12 Haziran 2010 Cumartesi

Özel Haber ve hatta Son Dakika

Bugün bir devrin battığı gündür blogcuğum. Vallaha bak, anlatayım:

Nisan 2008'de askere gittim. Ekim 2008'de de bitirdim ya, o sürecin başını kısaca anlatmıştım, hatırlarsın.
İşte o süreçte Mart 2008 sayısını okuyamamıştım Atlas dergisinin. Hatta Nisan 2008 sayısı da gelmiş ve paketinde kalmıştı. Askerliğim süresince her ay çıkan sayıları ise babam benim için almış, biriktirmiş ve -tahminen- emanet diyerek, açmamıştı bile. Sonra askerden geldim, birikenleri aldım ve memleketten tekrar Ankara'ya döndüm. Gökhan'larda kaldım -sanırım- en az iki ay. Niye derseniz ev tutacak param ve çalışacak bir işim yoktu o zaman. Ben daha askerde iken Feyza'nın bağlantıları kurduğu iş seçeneklerinden birini seçtim, bir ay sonra çalışmaya başladım. İşe başlamam maaş gününü geçirdikten sonra olduğu için bir ay eksi bir hafta kadar daha çulsuz gezdim. Maaşı aldım, eve çıktım. Deneme süresi sonunda beni işten atarlar mı acaba diye düşüne düşüne*, daha ilk maaşı almadan onun hesabı ile tuttum evi falan. Ne diye başladın, ne anlatıyorsun diyorsan, bilmem derim. Döne döne aynı üç kazağı giydiğimi hatırlamam bana tebessüm ettirmiyor hala, rahatsız ediyor, belki ondandır diyebilirim. Ama bağlayacağım, merak etme. Hal böyle iken açıp açıp kapattım biriken dergilerin kapaklarını. Ay döndükçe de aldım ha, atlamadım. Sonra iş, daha senesinin ortasında iken tekrar ev değiştirme gereği, bitmeyen ve artık bitmeyecek olan yüksek lisans, kişisel sorunlar derken alınmış olan ve okunmamış olarak bekleyen Atlas dergisi sayısı arttı. Hatta bir ara birbuçuk sene geriye kadar düştüm sanırım.

İşte haber de tam bu noktada ürüyor. Bugün, biraz önce Haziran 2010 sayısını da okumayı bitirdim, koydum kitaplığa. Bitti, yazı bu kadar.

Yok değilmiş, birşeyler daha yazmak istiyorum:
Ben buyum işte, yenildim, kabul ediyorum. Herşeyi geciktiriyorum. Ve bu yenilgi var ya, hiçbir şey değiştirmeyecek, buradan bunu da ilan ediyorum.
Adım Çağlar ya, adımı da dolduramıyorum. İsteyen bana bundan sonra Çağlayamaz diyebilir, izin veriyorum.

* Şu anda bile, bu da hala komik gelemiyor.

Not: Bilmeyen için dergi okumamın tanımını yapmak istiyorum. Bazen reklamları da dahil ederek, her zaman dergideki büyük küçük her makaleyi, notu, resim altını okurum. Anca o zaman biter dergi benim için.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

yani sonunda açığı kapadım mı diyorsun e o zaman ne var bunda bravo deriz..
yoksa açığı açık haliyle bıraktım.. yenildim haziranı okudum diğerleri duruyor olduğu gibi mi diyorsun..

ona da eh ne var.. bi gün gelir okunur deriz.. okunmasa da olur deriz.. sen ki türkü seversin..
bilmez misin..
"dünyada yaşamdan başkası yalan".. der bütün türküler..

atalet..
çağlayamazı da sevdim ama klavyeye zor geliyor..
=)

hataya gülememeyi de anlamadım.. başka asteriks yok ki..ilintilendireyim..
mucuks..
atalet

Çağlar dedi ki...

* Atalet:
Hayır, tabii ki tamamını, biriken tüm dergileri okudum, bitirdim. Ama bu bir başarı değil. Sonuçta hiçbir şey zamanında olmamakta. Neyse, anlatabileceğim birşey değil bu.

.. dedi ki...

öff.. gıcık bi durummuş Çağlar, anladım gibi oldu.
tüm hayatını erteleme üzerine kurmuş biri olarak o pis duyguya da çok yakınım ben.
ne diyim, hayırlısı...

Çağlar dedi ki...

* Bacım:
Ne diyeyim.. öyle.

Sedencik dedi ki...

bazen insan isminin ardına düşmemek adınada hızlanır...ismiyle müsemma olmak adına:)
kısacası isim güzel diyorum :)
ve bu ertelemeler sanırım hepimizin farklı konularda yaşadığı ortak nokta...
keşke bir çözümü olsa...
sağlıcakla...

Şarküteri dedi ki...

Bir buçuk yıl geriye düşmek kabaca 18 sayı eder! Atlas' ın da etli butlu bir dergi olduğunu da düşünürsek... Çağlar sen ne kadar sürede okudun bunları? Atlas' ın editörüne versen okuyamaz bence...

Çağlar dedi ki...

* Seden:
Teşekkür ederim iltifat için. Ve fakat işte bu vakitler ismimin içini dolduramadığım vakitler.
Sağlık, kafa sağlığı yerinde kalabilsin diye plakayı değiştirelim demiştim ben de.

* Yec:
Peyderpey diye ilginç bir kelime var dilimizde. Sürekli olarak kovaladığım ve kendisi hep kaçan bir dergi oldu her ay karşıma çıktığında. Sürekli okudum ama hiç vakitli okuyamadığım, başka şeylere takıldığım için olmadı. Yani girdiği hızla çıkmadı. Senin soruna cevap da, dolayısıyla, 18 sayıyı 18 ayda okudum da, dağılım berbattı diyelim. Son ay çok dergi okudum, evet.