5 Nisan 2009 Pazar

Blogcu'dan Blogspot'a taşınmak

Ya da benim taşınma hikayem

Bloglar arasında taşınma işinde farklı yaklaşımlar var. Bir tanesi, eskide yazmayı bırakıp yeni yerde yeni yazıları yayınlamak. Başka biri, eski ve yeni yerlerde yazıları beraber yayınlamak. Başka biri de tüm yazıları eskiden yeniye taşımak. Bence blog(günce) dediğimiz olgunun içeriğinde yazıların kendileri olduğu kadar o yazılara yapılan yorumlar da var hayati olan. Bu yazı-yorum ikilisinin yanında bir de okuyucular var, düzenli okunma faaliyeti yani. Okuyucuların düzenli olması için böyle taşınmaların olmaması gerekiyor aslında. Kesintiler okuyucuların ayağını kesiyor ortamdan. Bu, benim taşınmamda da istatistik olarak kendini gösterdi. Bu üzüyor beni ama taşınma kararı da zaten kolay olmadı. Bu riski/götürüyü kabullenmemi sağlayacak kadar çok sıkıntı çektim eski yerde.

Taşınma kararı sonrasında bunu nasıl uygulayacağımı düşündüm. Yukarıdaki yaklaşımların ilki benim için kabul edilemezdi. Çünkü yazdığım yazılar benim için hayati. Gündelik şeyler gibi algılamıyorum onları. Ciddi ciddi doğuruyorum yazıları. Dönüp dönüp okuyorum. Ulan... beğeniyorum bile bazılarını. O nedenle artık ilgilenmeyeceğim bir yerde kalmalarını kabul edemezdim. Onlar bana lazım idi ve zaten "no wörd left bihaynd(geride hiç kelime kalmasın)" idi. Dolayısı ile ilk karar; ne kadar eski olurlarsa olsunlar, yazılar gözümün önünde olmalılar. Blog işinde yazıların o kadar önem arzetmediğini, gazetelerdeki köşe yazıları gibi ömürlerinin bir sonraki yazıya kadar olduğunu biliyorum ama ben zaten hep oluşmuş kurallara inat yaşıyorum. Altta kalanlarla birlikteyim hep(Anarşik manarşik miyim, neyim) Eğer tüm yazıları taşıyacaksam da iki tarafta birden yazmanın manası yoktu. Yine yukarıda dediğim gibi, yorumlara da önem veriyorum. Bu önemin sebebi açık, fikirleri seviyorum. Onları da dönüp dönüp okuyorum bağımlı gibi. Hem yorumların varolmaları, o yorumlara cevap verilmesi okuyucuyu da keyiflendiriyor, iletişimi sıkı tutuyor. Kurgulanacak taşınma işinde yorumlar da kesinlikle gelmeliydi benimle. Bu ihtiyaç da belirlenince, artık "nasıl" sorusuna ilerledik.

Yaklaşık ikibuçuk yılın hasadı, 250-300 civarı yazı ve sayısını bilmediğim yorum olunca elle taşımak imkansızlaştı ve o ara yeni işyerimden bir arkadaşım imdadıma yetişti. Kendisi anonim kalmak istediği için teşekkürüm isimsiz gidiyor kendisine. Kod adı Genç olsun, Genç, benim için bir java projesi hazırladı ve yazdığı bu program üzerinde uzun uzun çalıştık. Sürekli denemeler yaptık, hatalar bulup sürekli düzelttik ve -en azından benim blog için- kullanılabilir bir 1.0 sürümü hazır olunca uyguladık. Sonucu, yandaki arşiv kısmında göreceğiniz gibidir efendim.

Blogcu adil bir "yazı dışa aktarma" mekanizması sunmadığı için kendi yazılarımı alenen çalmak zorunda kaldık. Bunun için blogcu'da kullandığım şablonu tertemiz, basit, içinde yazıları ve yorumları göstermek dışında doğru dürüst kod olmayan bir şablonla değiştirdik, farkeden olmuştur. Sonra Genç'in yazdığı program ile caglarbilir.blogcu.com web sayfasını okuyup okuyup ayrıştırarak blogspottaki yere(caglarbilir.blogspot.com) yazı olarak ekledik. Ekleme de bu sefer "google blogspot api" ile yapıldı. Yazılar taşınırken orjinal yazının tarihi ile geldi. Bu benim için önemli. Yazılarımda bir sıradüzen olduğuna, sıraların önemli olduğuna inanıyorum. Yazıların saatlerini ise ayarlayamadık, tüm taşınan eski yazılar sanki o gün 23:59'da eklenmiş gibi görünüyor. Bu noktada bir açık da şu oldu: Aynı gün birden çok yazı eklemiş isem eğer, o gün son eklenen yazı en altta oluyordu(üstte olmalı) Bunun için Genç'i yormak istemedim, elle o tip yazıların saatlerini bir iki dakika geriye çekerek sırayı düzelttim. (Bu, eğer gücümüz olursa yeni sürümde çözülebilir) Yazıların içeriklerinde standart dışı birşeyler varsa, onları halletmeye çalıştık elimizden geldiği kadar. Mesela bir nokta yazılara eklenen fotoğraflar. Blogcu'nun resim ekleme özelliğini kullanmıştım ben hep. Yani fotolar hep blogcuda idi. O görsel malzemeyi alıp blogspot'a taşıyalım dedim Genç'e, "abi o roket mühendisliğine girer" dedi, kaçtı işten. Ben de "iyi bari, yeni sürüme yapılacak işler listesine ekleyelim" dedim. Daha ne diyebilirdim, değil mi. Dolayısı ile yazılarda kullanılan fotoğraflar blogcuda kaldı ve oradan gösteriliyorlar. Sorun yok, görüntü dertsiz ama, o noktada bağlı kaldık blogcu'ya. Nasıl diye merak eden varsa mesela, yeni yerine taşınmış olan Acemi işi Un Helvası yazısının kaynak kodundaki imaj linklerine bakabilir örnek olsun diye.

Yorumları da taşıdık. Orada da eksiksiz olmaya çalıştık. Ama yorumlar sanki Çağlar eklemiş gibi görünüyordu. Başkasıymış gibi yorum eklemek mümkün değil blogspot'ta, kabul edilebilir bir güvenlik kaygısı dedik. Ama yine de orjinal yazar adı ve yorum tarihi ilgili yorumun ilk satırında farklı yazı tipi ile yer almakta. Bu benim için yeterli oldu. Umarım siz, yorumların sahipleri olarak da tatmin olursunuz. Örnek bir yorum görüntüsü şöyle:

Çağlar dedi ki...
atalet 21/7/2008
..
yorumlar belli etmese de..
özledim çağlarım bilirim seni..

...

Yorumu Blogspot'a ekleyen "Çağlar". Orjinal yorum yazarı "Atalet". Orjinal yorum tarihi "21.7.2008". Orjinal yorum başlığı ".." Gerisi de orjinal yorum metni.

Blogcu'da yorum yapma iznini kaldırdım tüm yazılardan. Takip edemem, ayıp olur diye. O şekilde yazıyı bulma ihtimali olanların yorumları varsa yeni yazılara ulaşabilmelerini umuyorum. Bunun için de, blogcu'da son yazıya, ve her yazının başında görünecek şekilde, oradaki şablona ufak bir ekleme yaptım, gugıl vasıtası ile eski yazıları bulacaklar için. Ek şöyle birşey:


EK:
Buradaki(blogcu.com) tüm yazılarımı yoruma kapattım. Okuduğu yazı ile ilgili fikir paylaşmak isteyenler, tüm yazıları paylaştığım yeni yere(blogspot.com) gelebilirler. Biliyorum, biraz meşakkatli ama,
"Acemi işi Un Helvası ve Yokluk " +site:caglarbilir.blogspot.com
şeklinde bir gugıl araması sizi ilgili yere ulaştırabilir sanırım. Umarım bu çözüm yararlı ve başarılı olur.
Not: Yazılar blogcu'daki tarihlerine göre taşındı, arşivden tarihe göre de bulabilirsiniz blogspot'ta.


Neden doğrudan yeni yazının linkini vermedin diyebilirsiniz, ne yazık ki, iki blog sisteminin yazı isimlendirmesi uyumlu değil. Ben bir yol bulamadım. Şimdilik gugıl'ın insafına kaldık. Bu üstteki arama linki bazen doğru sonuç vermiyor, ama ne yapalım artık, elimizden bu kadarı geldi.

Genç'e dedim ki, "bu yazdığımız programı başkaları da kullanmak ister, kullanılabilir hale getirelim". Zira şu anki hali herhangi bir arkadaşın kullanabileceği gibi değil. Çok basit de olsa bir arayüz tasarlanması, eski blog adresi, yeni blog adresi, yeni blog kullanıcı adı, şifresi gibi birkaç girdinin alınması gerekiyor. İşi bu hale sokmak için Genç'i ikna etmeye çalışıyorum, başarılı olursam burada bilgi vereceğim.

Lütfen bu kadar uğraşmaya ne gerek vardı demeyiniz, başka şeyler söyleyiniz.
Ayrıca farkındayım, bu zamanlarda bizim blog mahallesinde, yazılarda ve aslında daha çokça yorumlarda bir sessizlik var, inadına yazanlara selam çakalım pek yorum yazamasak da.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

sayıları topla

alt alta yaz

sonra yanyana topla

ne çıkar ki...

istatislikmiş !

ama okuyoz be çocuk .

verocka.

Genc dedi ki...

Abi selamlar, yazilarimi okumuyormusun sen diyordun, okumuyorum bana uzun geliyor demistim ama okuyorum aslinda, ama yavas yavas :) Versiyon iki ile resimleride tasiyacagiz hic merak etme...

alpernatif dedi ki...

yahu ha orası ha burası
ben de iki tarafında linki var
uğraşmasaydın diyeceğim

tek değilim ki :)

Adsız dedi ki...

hehehe
örnek için de benim özlem dolu mesajımı seçermiş de....
yararlı işler peşinde imiş de..
keşke sen hoca ststüsünde olsan.. nasıl da güzel anlatırmış da..
=9
mcx..
atalet..

sedencik dedi ki...

bendende

''kurallara inat yaşayan''lara

sevgiyle selam olsun :)

sağlıcakla..

Şarküteri dedi ki...

Ben diyordum zaten, çağlar yazılarını yeni bloğuna taşıyamazsa aklı çıkar, diye. Neyse ki aklın yerinde kalmış onu yerine "genç" arkadaşın aklını biraz çıkartmışsın öne doğru. Ben bu bilgisayar yazılım işlerinden çakmadığım için eski blog anasayfasını genel arşiv indeksi gibi kullanma yoluna gittim. Böylece yorumlar aynen kaldı ama blogcuya bağlı kaldık. Hem de iki farklı blogtan. Ama blogıra da bağlı değil miyiz? O zaman en iyisi kendi alan adını almak, diyecem o da çok emek istiyor... Şu taşınma yazılımının yeni sürümü çıkarsa kesinlikle talibim. Beni listeye yaz patron. Bi de şunu düşündüm, Blogırın üyeleri tarayan bir yazılımı varsa, kendi kendine en çok yorumu yapan kişi olarak seni bulacaklar :) Ayın megolamanı ödülünü verirler belki. Saygı ve sevgi.

Çağlar dedi ki...

* Veroçka:
Seninle tanışmadık yüzyüze ama, yanağını mıncıklamak istiyorum sanırım.
...
Çocuk diyo ya :D

* Genç:
Bak yakışıklı, burada talip sadece bir adet gibi görünse de aslında bana doğrudan ileten iki arkadaş daha var, yani düşünmeliyiz bu ikinci sürüm konusunu. Hatta düşünmenin ilerisine geçirip yapmalıyız da.
Bi de, okuyacan tabi :)

* Alper:
Abi esas olan benim arızalarımdan dolayı yarılmamam idi, yaptım, sakinim.

* Atalet:
Hoca... anlatmayı seviyorum evet. Ama akademiyi de bir o kadar sevmiyorum. Ne yapacaz bilmem ki. Sanırım benden çok daha küçüklere gerekçesiz anlatmayı seviyorum ben. Miniklerle iyi anlaşırım.

* Seden:
Bir baş selamı, gözleri kapatarak...

* Yec:
Bak burada önemli bir durum var. Blogırda blogunu yedekle/taşı gibi bir seçenek var. Yani yazılarımız burada iken topluca buradan alabiliyoruz. Yani bir şekilde eski yazıların buraya gelmesi taşınabilirlik kabiliyetimizi de arttırıyor. Yarın öbür gün ben kendi adımın altına gitçem, oraya da wördpires kurcam falan diyecek olursan buradan çıkartma mekanizması ora ile uyumlu olacak. Uyumsuz olursa, bize program yazacak kardeşimiz de var nasıl olsa ;)
Megalo Çağlaro, iyiymiş.