27 Temmuz 2006 Perşembe

Güç, içinden çıkılabilecek bir paradigma mıdır?



Güçlü olan güçsüzü ezer, güçlü devlet güçsüz devlete istediğini yaptırır, güçsüz olan talepleri yerine getirmezse zaten güçlü olan zor kullanarak istediğini elde eder. Sokakta çete olup yolunuzu keserler, paranızdan bir parça alırlar. Vermezseniz ilk seferinde korkuturlar, ikinci sefer tehdit ederler, sonra da imzası belli olmayacak şekilde arabanıza anahtar ile resim çizerler. Bu fiziksel sonuçları olan bir çeşit psikolojik savaştır. Konu bu değil, konu olan şu ki sokakta para vermemenin yolu sadece, çeteyi sindirecek şekilde dövmek/korkutmak/sıkıştırmak mıdır? Yani zorbalığa zorbalıkla karşılık vermek midir?
Devletlerarası ilişkilere bakarsak soğuk savaş kavramlarını, karşılıklı diplomasi oyunlarını, ziyaret etmeleri ya da etmemeleri, aramaları ya da aramamaları, konuşmaları ya da konuşmamaları, konuşmak zorunda kalmaları, konuşma talebi yapanın altta kalmasını, karşıdakinin elde ettiği kozu randevu vermeyerek kullanmasını, velhasıl bu ve benzeri türlü her çeşit üste çıkma savaşını, hatta bu fiziksel olmayan çekişmelerin hamleleri artık bittiğinde, karşılıklı notaların verilmesini ve sonrasında bildiğimiz anlamda savaşılmasını... güç çekişmesi olarak niteleyebiliriz sanıyorum. Bu uğraşıların nihai amacı, güçlü olanın belirlenmesi ve diğerlerine kabul ettirilmesi olarak düşünebiliriz.
Kafamdaki açmaz şu ki: bu mekanizma bir noktada sonuçlanacak bir çevrim değil gibi. Bu mekanizma döngüsel ya da döngüsel olmasa bile süreklilik arzeden, bitiş noktası olmayan bir mekanizma. Bu güç çekişmesini kabul edersek, yani içinde olursak biz de aynı şeyleri yapmak zorunda kalırız. Biz de didişiriz, üstünlüğümüzü kabul ettirmeye çalışırız. Bunu yapmıyoruz desek bile bu oyunun oyuncakları silahlar olduğu için yapabileceğimiz tek şey tetikleri çekmek olur.
- Çekmemek bir seçenek midir?
- Kesinlikle bir seçenektir fakat bu seçenek pasif direniş olarak adlandırılmamalıdır kanaatindeyim. Bu seçenek, artık güç savaşı oyununun bir seçeneği olmaktan çıkıp kendine ait bir düşünce kalıbına sahip olmalıdır. Nasıl kodlayacağımı bilmiyorum ama demek istediğim ciddi birşey: İnsanlık didişmeyi nasıl bırakır diyorum, farklı bir düşünce kalıbında düşünmeye nasıl başlarız diyorum. Şu anda ne yapmamalıyız biliyorum fakat çözüm olarak ne yapmalıyız bilemediğimden susuyorum. İnşallah şu yazıya devam yazısı hazırlayabilecek kadar kafamı toplayabilirim ileride, diyorum.
Saygılar.



3 yorum:

Çağlar dedi ki...

isimsiz 25/10/2006
:D

Eğer bir gün ben çözümü bulursam söz gelip söylerim sana....

Çağlar dedi ki...

zuleyla 23/1/2007
***

Didişmeyi bitirebilecek bir disiplin var mıdır ki? Siyasi, askeri,ekonomik, bilimsel, coğrafi, kültürel, bilimsel,sosyal vs. alana hükmedecek bir disiplin olabilir mi ki?
Pek ihtimal vermiyorum...
Çünkü gücün saldırganlığı hiç bir şeyi tanımaz, sebebi yoktur, o sadece iradesini ister... Katıksız bir akıldışılıktır...Önüne geçilemez...

Çağlar dedi ki...

yoket8 6/4/2007
234729

kendimizde dahil hepsini yokedelim ha nedersiniz uygun bir çözüm olabilir mi? : )))