25 Temmuz 2006 Salı

İletişime Giriyoruz


Günümüzün dünyasında kimse tüm ihtiyaçlarını kendi karşılamıyor, belki önceden de böyle idi ancak şu vakitlerde hayatımızı idame ettirebilmek için birbirimize kati surette muhtacız. Yaşama şekillerimiz, mesleki yetilerimiz, üretime katkılarımızın iyice özelleşmesi bizi birbirimize bağımlı hale getirdi. Bu durum başlıbaşına bir inceleme konusu aslında. Bugünün insanının nasıl bu kadar birbirine bağımlı iken bu kadar bireyselleşebildiğine dair belki bir vakit, birşeyler yazarız.

Bu giriş paragrafındaki derdim iletişime olan ihtiyacımızın gerekçesini bulmak idi. Biz birbirimize ihtiyaç duydukça derdimizi karşımızdakine anlatmak zorunda kalıyoruz. Eh iletişiyoruz yani. O karşıya göndermeye çalıştığımız derdimiz de ileti oluyor. Biz ve karşımız taraflar oluyoruz. Klasik anlatımla bir tanım daha var ki o da iletim ortamı oluyor. Yani iletinin aktığı yol. Örnek vermeye çok gerek var mı bilmiyorum ama; ben ailemle pazar günleri skype ile o haftanın olaylarını konuşuyorum.

Toplamak gerekirse; taraflar arasında ortamı kullanarak ileti aktarımına iletişim, diyebiliriz basitçe.

Aslında, basit olmayan bir çok konu var bu tanımın içinde. Şu sorulara bir bakın:
  • taraflar birbirlerini anlıyor mu? (Aynı dili mi konuşuyorlar? )
  • taraflar aynı ortamdalar mı?
  • taraflar birbirlerine doğrudan bağlılar mı yoksa ara taşıyıcılar var mı? ( Mahalle dedikoducuları )
  • ortam iletiyi bozabilir mi? ( Kulaktan kulağa )
Bu sorularla problem evreninin birazının sınırlarını çizmiş olalım. Bizim bu konuların hepsini kapsayacak halimiz yok tabi. Bu yazı buraya kadar giriş yapmış olsun. Bu sınıftaki yazılarla kendimize göre bir yol tutup konunun bir ucundan girmeyi planlıyoruz. Dil kavramına bir baktıktan sonra ufak ufak başlarız.

Saygılar



4 yorum:

Çağlar dedi ki...

zuleyla 30/7/2006
:)

kaynak-kodlayıcı-işaret-kod açıcı-hedef kitle bir de ortak izafet çerçevesi we feedbacki falan war bu işin di mi? :)
Blogunuz hayırlı uğurlu olsun...
İyi pazarlar...

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 12/8/2006
aman dur

var tabi, olmaz mı. ama bu arkası ne zaman keyfim yeterse türündeki birinci geleneksel dizi yazımız, kardeşleri yanına geldikçe anlamlanacak.

Açıkçası basitten başlamaya çalıştım, 10 senedir düşünüp düşünüp yazamamamın sebebini çok düşünmek olarak bulduğumdandır ki, genel sistem teorisini bir kenara bırakıp serbest çağrışımsal patlatma teorisine göre yazıları yazmadayım. Belki bir gün bir şekil verip yapısal bir gözle düzenleriz.

Bu iletişim kategorisinin çok daha gizli amaçları var. Arkası -dedim ya- uyumazsam..

Çağlar dedi ki...

kevserbanu 11/10/2006
K. Banu Dedi ki...

OLAY BUDUR!

HOCAM BU İŞE ÇOK KAFA YORMUŞSUNUZ SİZ, TEBRİĞE ŞAYANDIR...

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 11/10/2006
hepsini?

Banu, hepsini mi okudun, ben de bunu takdir ediyorum o zaman.
Zaman ayırdığın için teşekkürler.