Kişinin okuduğu bir metne, izlediği bir görsele ya da bunlar gibi başka bir şeye bağlanması, kendisini o içerikte bulması, özdeşleştirmesi konusu takılmış bir ara kafama. Ki not almışım deftere.
Bu durum kişinin toyluğuna delalet olarak değerlendirilebilir mi acaba diye de düşünmüşüm. Kişilik oturmamışlığı diye yorumlasak çok mu gaddarlık yapmış oluruz.
Yani fotoğrafı önüme koyuyorum, saçma geliverdi bir an:
"Bir kitap okudum hayatım değiştiieağ"
Yani bunu bizim pamuklu gözlük de demiş olsa, bana ters. Ya da hadi laf sokmayalım. Bir kitap var, onbinlerce kişi okuyor, o kitaptaki bir karaktere öykünüyor. (Yani cidden öyle olmaz mı, "evet evet işte bu beni anlatıyor" diye) O zavallı karaktercik hangi birimizi anlatsın koyunum(pardon kuzum). Saçma.
Tamam, bu belirttiğimiz durum aslında yazarın başarısı olarak düşünülmelidir, ona lafımız yok. Biz bokunda boncuk bulan okurla uğraşalım dedik bu sefer. Yeni gelin gibi kitaba sarılacağına hani diyorum biraz daha eleştirel, öğrenici, özümseyici baksa, kendini kendi kendine anlatabilecek kadar bilgilenmeye çalışsa, kendisini başkalarının cümlelerinde aramasa, hatta aslında aradığının bile farkında değilken, buluverdiğini sanmasa. Harbi bak şimdi sinirlendim, cidden saçma bu.
Bu durum kişinin toyluğuna delalet olarak değerlendirilebilir mi acaba diye de düşünmüşüm. Kişilik oturmamışlığı diye yorumlasak çok mu gaddarlık yapmış oluruz.
Yani fotoğrafı önüme koyuyorum, saçma geliverdi bir an:
"Bir kitap okudum hayatım değiştiieağ"
Yani bunu bizim pamuklu gözlük de demiş olsa, bana ters. Ya da hadi laf sokmayalım. Bir kitap var, onbinlerce kişi okuyor, o kitaptaki bir karaktere öykünüyor. (Yani cidden öyle olmaz mı, "evet evet işte bu beni anlatıyor" diye) O zavallı karaktercik hangi birimizi anlatsın koyunum(pardon kuzum). Saçma.
Tamam, bu belirttiğimiz durum aslında yazarın başarısı olarak düşünülmelidir, ona lafımız yok. Biz bokunda boncuk bulan okurla uğraşalım dedik bu sefer. Yeni gelin gibi kitaba sarılacağına hani diyorum biraz daha eleştirel, öğrenici, özümseyici baksa, kendini kendi kendine anlatabilecek kadar bilgilenmeye çalışsa, kendisini başkalarının cümlelerinde aramasa, hatta aslında aradığının bile farkında değilken, buluverdiğini sanmasa. Harbi bak şimdi sinirlendim, cidden saçma bu.
4 yorum:
verocka 14/10/2008
...
bir gün bir kitap okdum bütün hayatım değişti"
ohan pamuk yeni hayat
giriş cümlesi
aslında bunla ilgili onlarca şey söyleyebilirim
hem ben otobüs yolculuklarınıda çok severim.
ama opak marka köpükleri sevmem .
kumpas ise
neyse
butürlere
okuryaşar diyorlar derdi postmodern sözlük
sanırım ben öyleyim..
sıfatlamaya kalkmayın
isimsiz 14/10/2008
..
biiiiirrr... burda bana bi gönderme var mı??
retiküler formasyo deyip deyip izlediklerim okuduklarımdan alıntı yaparım ya..
varsa bilmem ben kızarım ona göreee..
ikiii... tecrübesizlik olmaz.. olamaz.. ben de takılabiliyorum bazı şeylere.. o an bana verdikleri serotonin artışı sürerse.. süper.. devam edebilirm.. yok sürmezse.. e bırakırım o zaman..başka ilgi alanları her zaman olur..
üçç...
bu felsefi konu biliyorum.. aslında yukarda yazdıklarım saçma gibi görünse de.. bir felsefeleri var elbet.. bulana..
ama kişinin kendine olan hayranlığı ve aslında beğendiği şeyde kendini görmesi ya da görmek istemesidir olay.. budur bence..
isimsiz 16/10/2008
...
valla hayat değişmesi çok iddialı ama en azından etkilenmek olabilir. Hayat her etki yönünde değişecek kadar kaygan zemindeyse kayar gider.
bi de ekilenilen malzemeyle etkileşme süresi var. yani uzun sürüyorsa tamam, sürmüyorsa zayıf bir malzeme diyebiliriz.
etkilenilen şeyin kalitesi var bi de. Ona girmek beni aşar.
YEC
BULUTRUH 24/11/2008
Peki ya Tutunamayanlar!
Onlar ki başkasının cümlesiydiler. Bizi bırakıp gittiler ama biz aslında "onlar" değil miydik?
İnsanın kendine söyleyeceği pekçok şey bir başkası tarafından çoktan yazılmıştır, derim ben. O yazılarda kendini tekrar bulmak lazımdır.
Fakat haklısınız, bir kitap hayatınızı değiştirebiliyorsa ya hedefte ya kaynakta doğallıktan eser kalmamıştır.
Yorum Gönder