23 Şubat 2009 Pazartesi

Ne için yaşıyoruz

Aman aman, başlığa baktım da pek bir iddialı olmuş. Sakın yanlış anlaşılmasın, hayatın anlamını bulmuş falan değiliz. Aslında "Kim için" yaşıyoruz demek istemiştim. Kendimiz için yaşıyor muyuz gerçekten. Gerçekten kendimiz için mi yaşıyoruz. Kim için yaşıyoruz. Yaptıklarımızın ne kadarı, hareketlerimizin, seçimlerimizin kaçta kaçı kendi isteklerimizi gerçekleştirmek için acaba. Konformist olmak zorunda değiliz tamam, ama kendi konforumuz için mi yaşıyoruz, başkalarının konforu için mi. Hayatımızı hangi kurallara göre şekillendiriyoruz. Hangi hedeflere ulaşmak için uğraşıyoruz. Kimin hedeflerine yani. Cebimizdeki gazoz kapaklarını diyelim, kendimiz topladık, içlerindeki çamurları tırnaklarımızla çıkardık. Hatta bakkal amcanın dükkanının önünü serinletmek için sulaması sonrasındaki birikintide temizler gibi yaptık her tarafımızı çamur ederek. E sonra ne için değiş-tokuş ettik onları. Üleşemedik mi bile yoksa.
Aslında yazı bitti ama, örneklere geçelim, geniş dursun.
Evde battaniyeye sarınıp otururuz tasarruf için. Ama misafir geleceği gün talaşı iyice sıkı basarız. (Sobaya iki odun fazla atarız diye de okuyabilirsiniz)
Açlıktan ölsek bi domates doğramayız peynirin yanına. Misafire dört tencere yemek yaparız.
Zaten biz çiğ tavuk yer, dişimizi ve kafamızı da kırarız.
Niye para kazanırız, niye çalışırız. Niye kendimizi her gün üç katlık mesafe aşağı yürütüp sonra on kat yukarı taşırız asansörle. Niye on saat iki çarpı iki metre yerde çalışır ve sonra altı saatliğine yüzyirmi metrekarede uyuruz.
Cevap yok, yaparak ve yazarak zaman geçiriyoruz sadece.

8 yorum:

Adsız dedi ki...

hah bu ara sen elinde çomak karıştırıyosun arı yuvasını du bakalım...

evet başkalarına ait hayatı .. taşıyoruz..
rum..
yedir içir doyur sırt pıtpıtla dozunda azar kararında fırça aslanım yiğidim.

ne için....

hiiç..
bayrak yarışı..
evlen çağlar..
çocuk yap..
buyaptıklarını ilerde yapması için.. onu yetiştir.. yarışa..

ya da..
istifa et..
köyün de var senin ..
göç oraya..
düşünme fazla..
dişlerin arasında bi yaprak.. güneş toprak..
ha gitmeden beyni aldır ama..

ben ?? ben zamanımı dolduruyorum yeryüzünde..........
atalet..

Adsız dedi ki...

hah bi de benim hiç gazoz kağapım olmadı diye arabesk de edip öyle gidecektim.. unuttum...

atalet.....

.. dedi ki...

genelleme yapamıyacağımı hissediyorum ama kendim için konuşabilirim:
yaptıklarımın kendi rahatım için değilde, başkalarının mutluluğu için olduğu çok oluyor. ama düşününce: başkalarının mutluluğunu, kendi keyfimin üzerinde tutan da ben olduğuma göre, başkaları için yaptığım her şeyi aslında kendim için yaptığım sonucuna da gidebilirim. örnekten yola çıkayım:
misafire 4 tencere yemek ikram etmek, domates yemekten önemliyse benim için, o 4 tencere misafirin keyfi için midir, benim keyfim için mi?
anlamlı bir örnek olmadı, fark ettim.
zira kendim için mi, başkası için mi yaşadığıma karar verememiş durumdayım şu an. el yordamıyla yol bulmaya çalışıyorum.

bitti dedi ki...

bilmem ööle mi yapıoruz
biz ev ahalisi olarak kendimize misafir muamelesi yapıoruz ben onu bilir onu sölerim
hiç bişeyi kısıtlama prensibi=)))

valla benim oda da küçük çalıştığım yer kocaman=))

ama başka başka şeyler dersen
haklısın
çok haklısın
ama olur muydu acaba sadece kendimizin istediği şekilde yaşasak
çok ama çok yalnız olmaz mıydık?

Adsız dedi ki...

sadece kendimiz için yaşarsak giderek insanlar bizden uzaklaşır bence.ben kendi keyfim için çocuğumu ihmal edersem o çocuk sağlıklı yetişmez,misafire kendim gibi davranırsam o misafir önemsenmediğini düşünür.işte senin takıldığın nokta burası sanırım.ama burda işin bi ortası var bence.ne kendini tamamen unutçaksın ne de karşındakine gereğinden fazla önem verceksin.
arada kendini şımart :p

Şarküteri dedi ki...

Ne zamanki heyacan var, haz var, saatlerin dakikalar gibi hızlı hızlı geçmesi var... Hah orada kendine çalışmak, kendini mutlu etmek var. Gerisi yapmak zorunda olduğumuz, oynamazsak toplum tarafından "mızıkçı" ilan edileceğimiz oyunlar silsilesi. Ben de hep sorguluyorum ama sonuç yok... Valla ben misafire dolabın yolunu gösteriyorum "al bak malzeme burada, yaparsan bana da bir tabak ver" diyorum. Kültürümden uzaklaştım sanırım.

Adsız dedi ki...

seçim hakkımız dünyaya gelişte bir darbe alıyor zaten :)
şartlarin fazla iyi yada fazla kötü olmasından bağımsız bir darbe...
zaman zaman başkaları içinde yaşanabilir...kriz anıdır,hastalıktır ,savaştır vs.
ama bunun sinsi sinsi ilerleyip yaşam biçimi haline gelmesi...
ve insanın bu dayatmayı kendi seçimiymiş zannetmesi yada zannettirme çabası sadece hayatı sürüklemeyi düşündürüyor bana...

evin sıcaklığını belli bir dereceye ayarlar bırakırım...
dışardan soğuktan gelen insan için sıcak bir konfordur...
kendi evindeki aşırı sıcaktan gelen için serince bir konfor gibi :)

sağlıcakla...

alpernatif dedi ki...

Şimdi uyandırdın beni :)

hepimiz başkalarının hayatı için yaşıyoruz
doğru
hatta coşüp da "my life" dediğimizde dahi,illaki birileri oluyor o my kısmının içinde

çok kekmişiz ya ?
maymunun gözünü açtın Çağlar :D