14 Eylül 2009 Pazartesi

İnsan nasıl tanımlanır

Yine saçma gelebilecek bir başlıkla başladık. İnsan nedir demiyorum. İnsan cinsinin tanımı ile işim yok, tartışamayacağım şimdi. Derdim başka.
İnsan neyi ile tanımlanır. Bir insanı nasıl kaydedersiniz içinize. Belirleyici özelliği nedir. Hangi sınıflandırmaya sokarsınız, sokarız.
Güzel insan,
İyi konuşan insan,
Yalancı insan,
Zengin insan,
Çok çalışan insan,
Zayıf iletişim kuran insan...

Bir kişiyi anlat dedikleri zaman ne dersiniz yani. Yani nasıl değerlendirirsiniz insanları. Ölçütleriniz nedir. Neyse o cevaplarınız, o cevaplar sınıflandırma, ayırma yönteminiz midir acaba. Ya da önem verdiğiniz, değer verdiğiniz özellikler midir o cevaplar. Birine iyi konuşamayan dedi iseniz acaba sizin için iyi konuşmak önemli olduğu için mi öyle demişsinizdir, yoksa gerçekten o kişi iyi konuşamıyor mudur. Hem iyi nedir?
Birine yalancı dedi iseniz o size yalan söyledi diye mi öyle dediniz. Birinden mi duydunuz. Yalancı olmak nesnel bir değerlendirme sonucu mudur. Ölçülebilir mi yalancılık.

Bütün değerlendirmeler yargı değil midir. Yargılayana kritik önemde bağlı değil midir yargı. (Bknz: Tarafsız Mavi Klozet)

Sorduğuma bakmayın, öyle düşündüğümü sandığım için yazıyorum. Öyle olmalıymış gibi geliyor sanki bana şu anda.

Dikkat, bağlıyorum:
İnsan gerçeği kendi algıladığı gibi sanıyor.

16 yorum:

veroçka dedi ki...

gercek saten algıladığım gibidir
algılanamanın mahiyetini suje belirler.

allam ne diyorum ben yine...
insan nasıl mı tanımlanır
bilmem lahana misal.)

bu sefer ismimi yazcam sonra bi şey demiyorsun alınıyorum
veroçka

.. dedi ki...

son cümlen özet zaten.
insan sadece öyle sanmakla kalmıyor hatta, öyle olduğundan emin.

Adsız dedi ki...

insan kendi önceliklerine göre tanımlıyor.. insanı

netye öncelik veriyorsa ona uyan özellikleri bulduğu ya da bulmadığına göre tanımlıyor..

yani aslında kişi kendini tanımlamış oluyor diğerlerinde..

atalet..

Çağlar dedi ki...

* Veroçka:
Senin gerçeğindir işte. Demek istediğim de bu, bilen(suje) esastır. Yani yorum ve algı vardır. Yani iki farklı suje aynı obje ile ilgili gerçekliği farklı tanımlayabilir.

* Bacım:
Bu arada son cümleye ufak bir ayar vereyim: İnsna gerçeği -sadece- kendi algıladığı gibi sanıyor. Ve evet dediğin gibi sanrısına sonuna kadar inanıyor.

* Atalet:
Ah işte, çok güzel özet. Bunu demek istiyorum sanırım. Ya da bunu tahminliyorum.

Sevgi Gibi dedi ki...

ayna ayna güzel ayna.

ASLI dedi ki...

Efendim cümlenin başına bir veya daha çok sıfat koyduğunuz takdirde bi niteleme veya belirtme yaparaktan tanımlamış olursunuz. En azından Türkçe de bu böyledir. Bir örnekle inceleyelim:

Kafası karışık Çağlar
Değişik Çağlar
Kırmızı Çağlar

Evet bu örnekte de görüldüğü üzre önadlar bi çeşit tanıma yataklık eder. Lise 1 dilbilgimi kendime saklamaya karar verirken, "Nasıl böyle bir yorum yapmaya gönlün el verdi ki aslı." derim kendi kendime.

O değil de logic 11.40taymış ben niye erken uyandıysam :)
Gidem de kütüphaneden kitaplarımı bulmaya çalışam :)
Meteksandakiler çok pahalılar çok; öyle böyle değil..
Neyse,
Sağlıklı Çağlar kalmanı dileyerekten saçlarımı yapmaya gider, herkeslere selam ederim.
Ailenizin Aslısı
Aslıki :)

Çağlar dedi ki...

* Vav:
Öyle ya...

* Aslı:
Hep erken uyan bence sen. Alış buna. İyi olacaktır. Sıfat işi değildi bizim yazı. Sıfatı konuşanın dahlini düşündük.
Demiki :)

Adsız dedi ki...

bayram gibi şeylerden söz etmek gerekir mi

kutlu mutlu şekerli falan olsun
para toplmayınca tadıda olmuyor saten
vazgeçtim bayram şeyinden.
banada bayramın arifesini yok saten
derim
başkada bir şey demem

adımı yazsam mı

yook yazmaycam

.)

Çağlar dedi ki...

* Tek göz Veroçka:
heheh, iyi bayramlar iyi bayramlar.
Hatta senin nezdinde tüm arkadaşların bayramlarını tebrik edelim. Arife çalış, şeker ye. Güzel şeyler. En güzel günler, en güzel geceler sizlerle olsun efendim.

Adsız dedi ki...

allam allam allam

bu sanatcı tavrına gelde hayran olma

ben saten gelmem
demekki hayranda olmam
.)

he işe gitmeme insiyatifi diye bir yer kurmalı

bilgisayarcı olan sendin dimi.

kur o zaman

sedencik dedi ki...

bir insanı herkes farklı tanımlar ya dediğin gibi ''gerçeği kendi algıladığı gibi sanır''
ya da algıladığı gerçektende o an'ın gerçeğidir...
anlık gerçek :)
peki...
ben asıl hayırlı bayramlar dilemek için gelmiştim :)
sağlıcakla...

Çağlar dedi ki...

* Veroçka:
Kurmak, tüm evleri, demonte vaziyetteki mobilyaları falan da bilgisayarcılar mı kuruyor, lütfen. Beni bunlarla meşgul etmeyiniz kuzum.

* Seden:
Ya bu sanmak fiili benim kullandığım yerde "sanır" yerine "sanar" şeklinde olmalı değil mi. Delireceğim, okudukça yanlışımı görüyor gibiyim.
Ve neden olmasın, iyi bayramlar :)
Anlık gerçek: O an kullanılan girdi bilgilerle ulaşılan gerçek, gören gözün gerçeği yani.

farmau dedi ki...

Çağlar merhaba,
Yüzyıllardır tartışılır bu konu felsefeciler ki hiç karışmadan, karıştırmadan algıladığımız kadar varız derim ancak algı iyi beslenip, el bebek gül bebek büyütülüp, pışpışlandığında olacakları bilmemize yine şu an ki algımız izin vermiyor.

Çağlar dedi ki...

* Farmau:
Hoşgeldin, şaşırdım. Nerelerdeydin, uzun süredir göremedik seni buralarda.
Ve evet, algı konusunu dürtüklerkenki fikirlerine katılırım.

Şarküteri dedi ki...

Bi kişi hakkındaki subjektif değerlendirmeleri toplayıp ortalamasını alalım bence. Ne kadar çok kişiden alırsak o kadar gerçekçi olur. İmamın yaptığı gibi "nasıl bilirdiniz? / iyi bilirdik" şeklinde değil ama. Adamımız canlıyken, aktif ilişki içinde olduğu bireylerle yapılmalı anket.

Çağlar dedi ki...

* Yec:
Mümkün aslında. Ne kadar çok farklı kişiden fikir, o kadar bireylerden bağımsızlaşma. Mümkün.