10 Ocak 2008 Perşembe

Tarafsız mavi klozet


Akşam geçtim karşısına klozetin, bakışıyoruz. Ben ona kara kara bakıyorum, o bana mavi mavi. Klozetimin maviliği içinde kayboluyorum. Düşüncelere dalıyorum.

Hatta komik belki ama daldığım düşünceler Hacıbaba baklavaları ile başlıyor. Bakın nerelere kadar gidecek.

seçmek -er
(-i)

1 .     Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak:
       "Ben bu kitabı seçtim."- .
2 .     Birine oy vererek bir göreve getirmek:
       "Biz sizi başkanlığa seçtik."- .
3 .     Üstün, iyi, uygun bularak yeğlemek:
       "Benim ne akla hizmet edip de Almanca muallimliğini seçtiğime şaşıp şaşıp kalıyordu."- H. Taner.
4 .     Ne olduğunu anlamak, fark etmek:
       "Sizler gezip tozmakta hür olduğunuz hâlde insan zekâsı ile bir adım ilerisini seçemiyorsunuz, sezemiyorsunuz."- R. H. Karay.
5 .     Farklı görmek, üstün görmek.
6 .     Tercihini bir yönde kullanmak.
7 .   (nsz)  Titiz davranmak, kolay kolay beğenmemek:
       "O yemek seçer, her şeyi yemez."- .


taraf
isim Arapça µaraf

1 .     Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri:
       "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat..."- R. H. Karay.
2 .     Yön, yan, doğrultu:
       "Deniz tarafındaki çayırdan bir sürü koyun geçiyor."- M. Ş. Esendal.
3 .     Yöre, yer:
       "Üsküdar tarafındaki evlerin camları kor gibi parlıyordu."- H. Taner.
4 .     İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri:
       "Karşı tarafın adamları."- .
5 .     Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi:
       "Baba tarafı zengin."- .
6 .     Bir şeyin belli bölümü, kısmı:
       "Tiyatronun ön tarafı konuklara ayrıldı."- .

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

(birinden) tarafa olmak (veya çıkmak) taraf gözetmek taraf tutmak (veya çıkmak veya olmak)


karar
isim (kara:rı) Arapça ®ar¥r

1 .     Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı:
       "Kararımı biradere pek güçlükle kabul ettirdim."- R. N. Güntekin.
2 .    hukuk  Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm:
       "Yargıç kararı."- .
3 .     Bu yargıyı bildiren belge:
       "Mahkeme kararını aldı."- .
4 .     Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik.
5 .     Değişmez olma:
       "Havanın hiç kararı yok."- .
6 .     Tam ölçüsünde, ne az ne çok:
       "Yemeğin tuzu karar."- .
7 .    müzik  Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

karara bağlamak karara kalmak karar almak karar altına almak
karara varmak (bir şeyde) karar bulmak kararında bırakmak
karar kılmak karar vermek


savunmak
(-i)

1 .     Herhangi bir saldırıya karşı koymak, saldırıya karşı korumak, müdafaa etmek.
2 .     Hareket veya düşünceyi söz ve yazı ile doğru, haklı göstermeye çalışmak.
3 .     Yapılan bir suçlamaya veya ithama karşı kendi haklı gösterecek sebepler ileri sürmek.
4 .     Bir kişiyi desteklemek, ona arka çıkmak.
5 .    spor  Futbolda bir takım kendi kalesini korumak için oyun süresince çaba göstermek.




Biz bazı fikirleri savunurken, başkalarını o konularda ikna edip aynı tarafa çekmeye çalışırken ne kadar taraflıyız, tarafsızız. Hadi başkalarına gerek yok, kendi başımızayken, aldığımız bazı kararları ne kadar inceleyerek alırız acaba. Yani ne kadar sağını solunu, altını üstünü tartarız. Yoksa tartmaz mıyız, sadece taraf olarak mı seçeriz.
Seçmek ne kadar tarafsızdır.
Kararlar hep seçim midir, seçmeden karar alınabilir mi.
Yani bir konunun olası her yönünü değilse de, yeterince karşıt yönlerini inceler miyiz genelde. Yoksa tadı hoş gelen bi yönün ucundan tutup üstümüze geçiriverir miyiz. Sonra da bak, bu mor, ne kadar yakıştı, sana da yakışır mı deriz. Bunun, kocakarı ilacını evde fabrikasyon üretmekten ne farkı vardır.

Ben uzun süredir seyrek yazar oldum, az yazmamın sebebi de biraz bu. Bir fikir var belki aklımda, ama diyorum ki bu kadarıyla ahkam kesersem kesin hata yaparım. Konuyu iyi kapsayamam. İnsanları yanlış yönlendirebilirim, yönlendirmesem bile yanlış yapmış olurum diyorum, yutuyorum. E madem dert bu, en iyisi derdi yazmak dedim. Böyle. Bu da fikir yazısının kendi kendini didikleme yazısı olsun.

Not: Mavi gözlü klozet mi, o sonra. Söz verdiğim bok püsür yazısında irdelenecek.
Not2: Tanımlar yine www.tdk.gov.tr'den.


9 yorum:

Çağlar dedi ki...

atkadehielinden 11/1/2008
..

sorarım ara sıra ben kendime
bu doğru
kime göre doğru
neye göre doğru
yada nasıl doğru bu die
verdiğim cevap
bana göre doğru veya şekillenmiş kısmı olur ..
benim öle düşünmemi sağlayan nedir
ne deyildir irdelerim
sonuna kadar gittimde olur ara sıra
ama biyerinde muhakkak takılıp kalıyorum
yanii o ilkk noktayı bulamıyorum ..

yazmasanda önceki yazdıkların varr
onlarla idare ederiz biz
birde herkes kendine göre doğrularını yazıyor burda
yapabilirse okuyanlar onun gözüyle bakıyor doğrularına ..

Çağlar dedi ki...

atalet 11/1/2008
.

Kararlar hep seçim midir, seçmeden karar alınabilir mi.
galiba ööle..
galiba kararlar hep seçim..
biz diğer seçenekleri bilsek de.. bilmesek de..
hep bişi seçerken..
birini de orda bırakıyoruz..

ben çılgınlığı seçtim mesela..
duygulu melankolik olanı öbür tarafta bıraktım =P

blog yazısına gelince..
her fikir gibi..
enerjisi tüketilmeyince.. su yüzünde kalıyor.. bazı şeyler..
bırbır konuştuklarımızın enerjisi sönümleniyor..
ama yalnızken gözlemlenen.. ve düşündüren..
işte onlar.. bloa düşenler..
demek ki..
yalnızlık üreticidir..
=)
der ve öper..
ve kaçar atalet
=)

Çağlar dedi ki...

alpernatif 11/1/2008
günaydın

Olsun
Az yaz,öz yaz
Seçici ol
Tarafında bulunduğun karar da inatçı ol
Tosun edebiyatını bekliyorum bakalım :)

Çağlar dedi ki...

eryol 11/1/2008
peki ya

peki ya sifonu çekince? tüm bunlar gitmiyor mu su yoluna? o su yolu herkesin sifonu çekerek gönderdiği yer değil mi? orada hepsi harmanlanmıyor mu? Ortaya da herkesin sifonu çekip gönderiklerinin karışımı, mozaik veya her ne dersen o oluşmuyor mu? Senin katkın da hadi lokalde düşünelim, bir bölü Ankara nın nüfusu olmuyor mu (ki bu da oldukça düşük bir oran)? o zaman fazla düşünmeden sifonu çekip gitmek lazım.

Hehe, umumi tuvaletlerde yazar ya:
- Sifonu çekmeyi unutmayın
- nasıl bulmak istiyorsanız öyle bırakın
ve evet evet, Tosun edebiyatı..

Çağlar dedi ki...

hbasak 11/1/2008
taraf olunuz

Bir teoriye göre önce karar alıyor, sonra neden o kararın doğru olduğuna dair nedenleri buluyoruz. Mesela mor ile yeşil arasında seçim yapacaksak, insan zihni enine boyuna tartıp da moru seçmiyor; moru seçiyor sonra bu kararı doğrulayacak nedenleri buluyor; aksini doğru gösterecek nedenlere ise kendini kapıyor. Bunu dozajında yapan kişi çelişkilerden kurtuluyor, ruh sağlığını koruyor. Bir yandan moru seçip diğer yandan da yeşili seçmenin daha iyi olduğuna dair kanıtları derleyen insan zihni, ikiliğe düşüp sağlığını yitiriyor. Yani kendimize azcık anlayışlı olmak lazım, çok da "tarafsızlık isterim" diye tutturmamak lazım, bizim ailenin ruh doktorları öyle diyor.

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 12/1/2008
Nasıl oluyor bu ki

* Kadeh:
İşte evet galiba insan o istediği paklık düzeyine erişemiyor. Olduğu kadarını yazıyor, konuşuyor belki. Bu noktada da üzüldüğüm şey insanın bu eksikliğinin farkında olmadan, sanki dediği herşey doğru, koyduğu herşey kural sanarak hareket etmesi, kelimenin tam anlamı ile fetva verirmiş gibi hareket etmesi. Ben yapmıyor muyum, yapıyorumdur herhalde. Ama çoğu zaman kendimden daha çok başkalarını yakalıyorum, takılıyorum.

* Atalet:
Doğru ya, konuşulup harcananlar yazı olamıyor pek. Olsun, o da iyi. Farkettim, gece geç vakit ya da sbah erken vakit etraf hep gri iken yazı çıkıyor. Yani değerlendirmene katılıyorum :)

* Alper:
İnat? hehe bolca var abi, hiç kaygılanma. "Biz şurada kaç tosunuz ki", tarzında yazılar mı yazsam, tosun manifestosu mu hazırlasam diye de düşünmedim değil ha şimdi ;)

* Gökhan:
Orası doğru, yaz at, belki denkgelir diyorsun da. Ankara çayında da Tatlar atık su arıtma tesisi var, gerekiyor yani.

* Başak:
Ben o teoriye uyduğumu sanmıyorum. Bozuk muyum ben, ne der sizinkiler :) Başka teori var mı karşıt. Ya da harbi çürümüş müyüm ruhsal olarak :D

Çağlar dedi ki...

imbirgaripsinbirgaripler 12/1/2008
***

kararlar hep vardır.paketlenmiş çikolatalar gibi vitrinlerde durur.birini seçersin.. bazen en janjanlısını seçersin fos çıkar. bazn kıyıda köşede mütevazi duranı seçersin tadından yenmez. ama bu tatlar herkese göre değişir damak zevkleri farklıdır çünk sana kötü gelen ona güzel gelir.önemli olan kendin için güzeli bulabilmek.seçebilmek.seçmek çok zor bi süreç.seçemezsen vakit dolar dükkan kapanır.elin boş dönersin.
bazen hazır olarak seçilmişi vardır sen de o kararı alırsın taraf olursun. ya da yeni bi tane üretip taraf oluşturursun.falan filan.
sen klozete bakıp da türlü düşüncelere dalınca gittim ben de bizimkine baktım.
"ne bakıyon lan!" dedi. ben de "pardon" deyip çıktım.

Çağlar dedi ki...

veroçka 13/1/2008
...

önce dil kurumunda ilişkinini öğrenmek isterdim ama neyse.

bahis bu değil.

taraf.. taraf olmak

ben okuldayken bir dergi vardı.

sanırım dinci bir gurubun dergisiydi

yine yanılmıyorsam "hizbullah"ındı
adı "taraftı"

başlık altındaki cümle ilginçti benim içim

"taraf olmayan bertaraf olur"

değişmeyen (mutlak)doğru yoktur deselerde.

bizim gibi ülkedeki insanların doğruları vardır. İstesekte değiştiremeyiz.

bunlar birer seçim sonucunda oluşmuştur

seçimlerimizi oluşturan ise aldığımız kültürlenmenin düzeyi, yaşama bakışımız

ve yorumlama düzeyimizle ilgilidir

taraf olmak iyidir.

en azından taraftar olmaktan.

he seçilecek bir şeyler varsada seçim kaççınılmaz gibidir. ne yazık ki herşey

tek değil dünyada.

ve bunun gibi bir sürü şey

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 17/1/2008
bu gelen yeni yazının ayak seslerii (çaktırmayın, aslında sadece yorum toparlıyorum, ama niyet kötü, reklam)

* İmbir:
Şimdi konunun üzerinden bir süre geçince, düşündüm ki ben nikelaj mıyım, ya da kaplama kağıdı mıyım. Değilim. Kaplamam, kapsamam. Olduğu kadar işte. Adım hıdır...

* Veroçka:
Hemen cevap vereyim, dil kurumuna sempatim var sadece. Başka bir ilişkim yoktur. Kendisinden sadece faydalanmaktan daha ileri gitmek istediğimden, böyle ediyorum.
Taraf, taraftar... Öyledir herhalde.