27 Aralık 2007 Perşembe

Mızıkçı


Bayram tatilinde baba evine otobüsle gittim. Genelde gece katettiğim yolu bu sefer -uygun bilet bulamadığım için- gün içinde harcamak durumunda kaldım. Hava açık, yol aydınlık, uyku da kayıp olduğu için ve dahi merak da tavanda olduğu için az biraz etrafımla ilgileneyim, belki bloa yazı yakalayacak yem bulurum dedim. Çok geçmedi; görüleceği görmez, görülmezi keser pörtlek göz gördü, duyulacağı duymaz, duyulmayacağı armoniklerine ayırır kepçe kulak duydu. Buyrun:

Şehirlerarası otobüslerin ön camları yekparedir. Şöför de biz de aynı camın arkasından gittiğimiz yöne bakarız. Ben de baktım. Ama yönümü değil de kocaman bir kamyonun yine kendi sikletindeki kasasını gördüm. Şöför arkadaşımız tahminen onu da değil, anca -belki- kamyonun plakasını görebileceği bir açıda ve dahi kamyona yaklaşık bir metre mesafede takip eder halde idi. O halden sollamaya çıktı, uzadı uzadı.. sol (yani karşı, yani aslında gelen araçların kullandığı) şeridinde bir süre kamyonu ve önündeki konvoyu solladı. Birkaç ilerisinde kendisinden önce sollamaya başlamış başka bir kamyon vardı. Sevgili şöförümüz kendi sollama sürecini kesintiye uğratıyor olduğu için sanırım yaklaşık on hertz sıklıkta sellektör yaparak ilgili kamyonun kenara çekilmesi talebini kibarca iletti. Tabii otobüste kimse uyumuyor, izleyici artık sadece ben değil, çoğunluk oluyor o anda. Otobüsten uğultular yükseldi:
"Çekilse ya"
"Cık cık cık"
"Ne biçim kamyoncular var"
"Kim ehliyet veriyor bunlara"

Şimdi efendim, o bizim şöförün yaptığı çok yakın mesafeden sola geçişe "tampondan örümcek ağı temizlemek" sıfatı veriliyor olduğunu bilecek kadar racon ve şu mizansendeki hataları düzgünce sayabilecek kadar trafik bilir birisiyim. Görüyorum ki bizim adam kel tepesinden yumurta topuk paçalarına kadar hatalı. E hal böyle iken nedir bu benim yol arkadaşlarımdaki kraldan çok kralcılık vaziyeti. Mal mısınız birader. Hadi malsınız diyelim, mal mal otlasanıza kenarda, ne karışıyorsunuz. Mal bile mallığını biliyor di mi. Yani neden hep sen, seninkiler, senin yanındakiler, seninle birlikte olanlar, senin işine yarayanlar doğru ve en doğru ve hep doğru ve sabi sübyan, sütten çıkmış ak kaşık ve ayın ondördü de, karşıdaki -her kim ise- hep kötü.
Ulan yok mu herkesin götü.
Sen gökten Burak'ın sırtında mı indin, keyif için buralarda geziyosun da hem doğru ve hem doğruyu görensin. Hiç mi dönüp kendine bakmazsın.
Biz neden böyleyiz, neden hemen yansıtırız. Aslında yansıyan apaçık kendi hatamızken, "o yaptı" diye parmağımızı utanmazca karşımızdakine doğrulturuz.

Tamam, bizim gibiler gıcıktır, mükemmeliyetçidir, hep yanlışı görür, tatmin olmaz, kronik sinirlidir, güzeli taltif etmez, normal karşılar da, kötüyü hep gösterip doğrulsun ister. Ama tamam bu kadar olun demiyorum da biraz da teraziniz doğru tartsın be birader. Ben buradan memleketin tüm ahvalinin iskeletini bulurum da, sinirlendim yine.
Öf.
Yazmıycam işte, ne haliniz varsa görün.

Not: Şaka len okuyucu, seviyom seni. Gel gitme, yorum yap. Korkma ;)


7 yorum:

Çağlar dedi ki...

imbirgaripsinbirgaripler 27/12/2007
**

abooov ne sinirlenmmişsin arkadaş :) ama kimse de " len allah bin türlü belanı versin e şöfeeeer" dememiş hakkat.
"tampondan örümcek ağı temizlemek" lafını ilk kez duyuyorum öğrenmiş oldum :)
bir de kel tepeli ve yumurta topuklu şöfere çok güldüm daha doğrusu betimlemeye ehe:) hemen gözümde canlandı.
genelde kazalara çok karıştıklarından bizde hep kamyoncular suçludur. millette de şey korkusu var tabi hemen o korkuyla saldırıyor.
selçuk erdem geldi aklıma sürü psikolojisi ile ilgili olarak. bir de fırat budacı'nın buna benzer bi konuyla ilgili bi yazısı vardı.konuyla ilgili olarak alıntı yapayım hemen bak üşenmedim yazıyorum :p
"otobüste,kuyrukta,sinemada "beyfendi bakar mısınız?" diye başlayan o kavgacı ses tonunun sahibinden; ben hep verici oldum, ama ne gördüm karşılığında bundan sonra iyilik yapmayacağım bana ne yaa!benzeri cümlelerle özgüven manyaklığının ilk tomurcuklarını atan ve ilerde bol damarlı, eze eze hakkını arayan teyzelere dönüşecek liseli kızlardan ; normalde sinirlenmeyeceği bir olaya sırf yanında kız var diye aşırı tepki gösteren,kız "boş ver gidelim,"dedikçe, "bi dakka selin"diyerek iyice coşan o delikanlıdan;halkın yanındaymış havalarında "bana baaak!" diye sağa sola parmak sallayan, sokak ağızlı köşe yazarlarından; gece yarıları spor programlarında anlatacağını, parmaklarını tuta tuta ,"biiir...ikii... bi dakkaaaa,lafımı kesme...devam ediyorum,üçç.."parodisiyle anlatan;aşırı özgüvenden alt çenesi öne kayan,"ders almam ders veririm" diyn teknik direktörümüzden ve her durumda gereken cevabın ne olduunu bilen boşluksuz insanlardan bir dakka durmalarını rica ediyorum.
bir dakika durup etraflarına baksınlar,yarattıkları "büyük yoğunluğun" farkına varıp , bu özgüven terörünü durdursunlar.bir sürü insan,sabah,öğle,akşam,özgüven şovmenlerinden,"hak edilmiş cevaplarını"almaya alışmış,hadleri ha bire bildirilmekten istiap haddini çoktan aşmış,güçlü zayıf dengesizliğini kabullenmş yaşayıp gidiyorlar.kulaklarında özgüveni tam abilerinden aldıkları uyarılar yankılanıyor:
"gerekirse eziceksin...hak...güçlü olacaksın..haddi...işte orda...bildir..yoksa kaybeden sen olursun..sen..sen.."

Çağlar dedi ki...

atalet 27/12/2007
.

ben sana binmeden önce.. otobüse..
şöförü kenara çek
dikkatli kullan uslu ol yoksa atalet kızar de..
demedim mi..
bak şimdi ben de kızdım..
solla solla bitmemiştir o kamyok..
ya önünüzdeki sollayan sağa kayınca.. karşınızda..
töbe töbe bak şimdi..

hakkat milletin yansımasıdır bu yollar..
ve yorumcular..
her an patlamaya.. gerekli gereksiz hak aramaya hazır insanlar..

cavcav anlatır konuşur oldu giderek insanlar..
işte bilgi yok fikir var diyorum ya..
tam da budur..


ama düşün bi..
nası desinler.. direksiyonu tutana.. kardeşim naapıyosun..
şurda yolculuk boyu yüzyüze bakılcak..
küstürmek istemezler ..
hem o öndeki yol vermeyenin şöförünün hiç mi vicdanı yoktur..
bi otobüs dolusu yolcuyu kendi şöförleri düşünmez.. hadi.. o da mı düşünmez..
acısın da bize yol versin
düştük bi bilmez arlanmaz şöförün otobüsüne demek istiyolar onlar..
yaniher iş vicdan sömürüsüyle yürüyor..
ay yazık ama.. bak bi sürü yolcusu var..
benim koliler alınmaz nasılsa..
yol veriim garip kadersizlere..
dese kamyon şöförü..
nolcek yani..

Çağlar dedi ki...

hbasak 27/12/2007
mızıkçılık

sabah sabah bendeniz baş-mızıkçı, gene kötüleri farkedip, hiç bir şeyi doğrultamayacağını görüp sinirinden iş yapamaz hale gelince blogcu arkadaş ziyaretine geldim; söz dağarıma yeni ifadeler katarak keyiflendim (tampondan örümcek ağı temizlemek, kel kafasından yumurta topuklarına kadar hatalı olmak, gökten Burak'ın sırtında inmek, memleket ahvalinin iskeletini bulmak) kaldığım yerden mızıklanmaya gidiyorum...Hayırlı günler dilerim..

Çağlar dedi ki...

verocka 27/12/2007
...

yol yazısını ben yazacaktım yaaaa

bide şu burak boynuzları olan atmıydı.

melek melek melek

ne alakasımı var

sonra anlatırım


şimdi çalışmalıyım

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 28/12/2007
mızıkçı toplaması

* İmbir:
Alıntı nerede başlıyor, nerede bitiyor anlamadım. Konuyu da anlamadım.
Kamyoncu, otobüsçü, binek araççı diye ayrıma çok katılan biri değilimdir, onu belirteyim. Trafik kurallarına uyanlar var, uymayanlar var. Bi de pratiği çok olanlar var, olmayanlar var.

* Atalet:
He zaten önümüzden araç geliyor olduğu için o kadar çok "çekil" ikazı yaptı bizim herif. Böyle durumlarda karşıdan biri gelmese olmaz ki. "İlla öbürüsü şeyediverse" bizi bir yere götürmez tahtalı köyden başka.

* Başak:
İşler mi kötü sizde de?

* Veroçka:
At olduğu yönünde tevatür -ya da yorum diyelim- vardır. Ama boynuz konu dışı. Ben "binit" diyeyim. Boynuz olanı başka. Ecnebiler unicorn diyorlar boynuzluya.

Çağlar dedi ki...

sarkuteri 28/12/2007
Tespit :)

"Sen gökten Burak'ın sırtında mı indin, keyif için buralarda geziyosun da hem doğru ve hem doğruyu görensin"

diye başlayıp sonra da

"Hiç mi dönüp kendine bakmazsın. Biz neden böyleyiz, neden hemen yansıtırız. Aslında yansıyan apaçık kendi hatamızken, o yaptı diye parmağımızı utanmazca karşımızdakine doğrulturuz"

diye devam eden paragrafı kutsal kitabımızın türkçeye çevrilmiş ayetlerine benzettim inceden.

Biz ki size sinyal verdik, uygun takip mesafesi verdik. Dalkavuklara kapılıp o mübarek hayvanın ağını temizlemeye yeltenenler bil ki bizden değildir...

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 3/1/2008
yok artık osman

* Yec:
Sağol abi. İltifat aldım, ondan sağol. Ama haşa tabi, ne haddimize :)