18 Ağustos 2007 Cumartesi

Aile babası


Biliyorsunuz uzun bir süredir bir aile babasıyım. Şuralarda bir yerde bunun haberini vermiştim. O mutlu birlikteliğin sonucunda iki adet yavrumuz oldu. Sonra bana yapılan uyarılarda dendiği gibi bir yeni gunnama faaliyeti ile iki yeni yavrumuz daha oldu. Ben hala o balkonu sahiplenemedim. İşin daha da ilginci bulunduğum yedinci kat çağlar cephe'de güvercin popülasyonu arttı. Burayı doğal bir fauna ilan ettiler sanırım. Ya da işgal ediliyorum haberim yok.

Ha biliyorsunuz Ankara'da havalar da sıcak. E haliyle ben kapıyı bacayı açıyorum. Mutfak penceresi, arka oda penceresi derken aradığım şey ufak bir esinti sadece. Ama bunun da yan etkileri var normal olarak. Dışarıya tam açıklık ve belki hatta şeffaflık, hatta abartırsanız glasnost ve prestroyka hali olunca davetli davetsiz misafirler artıyor.

Bugün yine salonda yayılırken bir ses duydum mutfak cenahından ve aynen çaktım köfteyi. Sizinkilerden biri tahminen içeri girdi. Bu zavallıyı korkutmamak için yerimden kalktım ve daha koridorda iken, mutfağa girmeden ve dahi görünmeden bir kez ellerimi çırptım. Sevinçten çırpılmak zorunda değil ya eller di mi ama.  amacım ben buradayım, bura benim anlamına gelecek bir ses çıkarmaktı. Osursak kokar, bağırsak kaba kaçar. E ben de madem iki elim var(atasözümüze selam) ses çıkarayım dedim.

Kuşları bilirsiniz, beyinleri ile anılmanın yanında yüreklerinin hızlı çarpışı ile, yani ürkeklikleri ile de ünlüdürler.(Ara not: Kuşların nabızlarının genelde kaç attığını, vücut ısılarının normalde kaç olduğunu bilmiyorsanız bir araştırın bakın. İnanamayacaksınız. O nedenle hem su verin, hem de korkutmayın onları)

Ellerimi bir kez çırpınca korktuğum başıma geldi ve bu kadarı bile zavallıya yetti, çıldırdı. Korktu ve girdiği açık pencere yerine cama çarptı. Düştü. Sakinledi. Ben bir adım daha ilerledim ve ne olduğunu gördüm. Aynı hani sinekler yapar ya, girer ama girdiği yeri unutur, bilemez. İçerisi de ona göre değildir. İlk gördüğü dışarı görüntüsüne bodoslama gider. Çat. Sonra çat çat çat. Eğer sadece kızıp onu orada ezmezseniz düşünürsünüz, bunu neden yapıyor diye. Aptal şey diye düşünme evresini geçtiğinizde farkedersiniz ki, sizin o gelişmiş dünyanızın arkasını gösteren ama geçirmeyen cam adlı nesnenizin kurbanıdır o. Ne bilsin hayvan, ya görüyor, ya ışığı algılıyor, ya ısıyı. Bir şekilde aradığı yerin orası olduğunu sanmakta. Ama bu sizin pencere o algıladığı örüntülerin tamamını içeri geçiriyor, bir tek o sineği geçirmiyor. Elinizdeki o gazete parçası ile pat diye ezmek yerine belki yolu gösterseniz kibarca daha estetik olur yaptığınız. Hem o kadar konuşmuştuk önceden, güçlünün tevazu sahibi olması gibi güzel bir erdemden bahsediyoruz, di mi ama.

Neyse bizimki beni gördü ve ikinci denemesinde de çarptıktan sonra çekirge gibi üçüncüde buldu doğru yolu. Oh.

Len rüzgar, çekip toplama şu perdeyi işte. Perde açık camın önünde iken korkup girmiyorlar. Açma.

Görsel malzeme pek kullanmayacağız dedik ama duramadım, altta o benim çocuklardan ikisinin bu sefer salon penceresini sahiplenme çalışmasından bir sahne görüyorsunuz. Artık her ne yapıyorlardı da yakaladım bilmem. Gece iyi göremiyorlar. Ben perdenin arkasında, ceptel kamerası ile ellerim onlara yakın şekilde çektim. Dört kare (aslında dikdörtgen de, böyle alışmışız) çekmeme izin verdi haylazlar. Ama en neti bu.



Not: Kara sinek mi, yok artık. O kadar duracak değil ya, temizlik yaptım tabii ki.


18 yorum:

Çağlar dedi ki...

hicasliyok 18/8/2007
Ben Güçlü Değilim ki..

Hayvanların alayından korktuğum için hepsini uzaktan severim. Hayatta yaklaşamam. Tebrikler valla Çağlar. Bizim eve bi kere kuş girdi odama girip kapıyı kitledim :)))) Sanki kuş kapıyı mı zorlayacak deme o kanat sesi çok ürkütücü :))

Hatta bi keresinde beni kuş kovalamıştı. güvercin ben koşuyorum o koşuyo arkamdan :)) Uçmaya gerek bile duymadı.. çok aşağılayıcı bi durum :)))
Sakaryadan geçerken bile ellerimi çaktırmadan omzuma doğru getiririm ki güvercinler bana doğru gelirlerse (ki her seferinde gelirler :)) ) kafamı koruyabileyim diye :))

yerine olsaydım yuvalarını bozardım. Biliyorum canice gibi duruyo ama ben zaten sinek de öldüremem :)) Onlar beni eziyo.. Güçlünün güçsüzü ezmesi diyosun ya.. Aynen öyle oluyo :))))

ASLI

Çağlar dedi ki...

hbasak 18/8/2007
belgesel yayıncılığı

Anneannemin balkonuna da bir aile yerleşmişti. Balkondaki boş saksının içine bıraktıkları yumurtalardan çıkan yavrulara uçmayı öğretme çabalarını izlemiş ev halkı. Balkonun içinde hızla gagadan tutup sürüklemece ve boşluğa itme şeklinde... 7. kat çağlar cephedeki hane halkının böyle bir eğitim programı olursa ziyaretçiler için videoya alıp belgesel olarak yayınlarsın herhalde değil mi çağlar?

Çağlar dedi ki...

Atalet 18/8/2007
..

* pavlovu ve omurgalı memelileri seviyorum diycem
ama hafızası .. ve/veya gibi..beynini kullanmayan bi sürü insan var.. diycem kızanlar olacak..
*balıklarda akvaryumda.. ve kısa hafızalı..
ama aynı yere cama ha bire burun toslamıyolar diycem..
ama konu camı hatırlamak değil.. tanımak.. yanlış anlamış gibi olacak..
*kuşları çalışıp tıkır tıkır derece ve kalp hızı anlatacam.. ukala gibi olucak (daha iki yazı önce sinekleri yazdım zoolog muyum neyim hee)
e ben ne diycem o zaman..
*************
çağlar..
kuşlar pek şaşkın..
öndeki pek civelek kesin dişidir dedim..
arkadaki.. ööle hükümran koruyucu.. kesin erkektir..
sen de korkutma kuşları el çırpıp..
ıslık çal bi daha sefer..
=)
der ve giderim

Çağlar dedi ki...

dolphin 18/8/2007
baak seeen!

hahahaha

kuşum aydından sonra kuş babası çağlar!

valla hiç kusura bakma ama ben gülmekten halıyı kemiriyorum şu anda :)))

Çağlar dedi ki...

jidotakafu 19/8/2007
...

Kuşları gectim her canlı böyle durumlarda rahat bırakılmalı bence...
Hayır sana yapsalar hoşuna gider mi ..
Elemanlar eğleşiyolar işte belli..
Ne fotograflayıp ölümsüleştiriyosun anı ..
Aralarına dalıyosun ...

Amaa...

Kuşlardan öte şu ilerdeki ışıklar çekti benim dikkati mi ...
Ne kadar güzel bir görüntü vr evinden caglar...
Ben orada oturu oturu bütün gece kurarım be...
Uzunca bir yol mu gitmekte
yoksa gün batımına denk geldi diye mi o aydınlık ilerde...
orada ne var oyle ...
Geleyim mi oraya yaa :)

Çağlar dedi ki...

sarkuteri 19/8/2007
Kentli kuşlar

Aslında onlarda bir sorun yok, bir kaç bin yıldır yaptıklara şeye devam ediyorlar, insanlar yayılıp yaşam alanlarını daraltınca da mecburen balkonları çatıları sahipleniyorlar. Şimdi düşününce tuhaf geldi, bir kaç yüzyıldır kentlerde yaşayan kuşlar, kediler, köpekler, ördekler (mayami) var. Resmen kentliler bu hayvanlar, şehirde yaşamanın koşuşturmasına, stresine adapte olmuşlar. Acaba kırsaldan akrabaları gelince engelleyemedikleri bir kibirle "Şehirde yaşamak zor anam, toz, gaz, gürültü, insan sürüleri" diye yakınıyorlar mıdır? Sahi, kuşları akrabaları ziyaret eder mi? Etmezse çok yalnızdır onlar. Duygulandım şimdi bak... Yav, çocuk bile uçmayı öğrenince yuvayı bırakıp gidiyor, anne baba hayal olup kalıyor apartman balkonlarında. Bırakın beni, ağlamak istiyorum...

Çağlar dedi ki...

xLethex 19/8/2007
:S

inan olsun resimdekini seçemedim.
Bu yönde hiç yorum da yok bakıyorum da, tek ben miyim göremeyen ya. Hooppp

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 20/8/2007
bakın aslında şöyle oluyor.

* Aslı:
Sakarya'daki kuşlar... Kuşlar Sakarya'da... Anladın sen onu.. İçmiş onlar güzelim içmiş. Ne yapacakları belli değil :)
Not: Hatrı sayılır oranda Ankara'lı olmayan ziyaretçi var, açıklayalım. Sakarya Ankara barlar mekanıdır.
Aslıcım, işin doğrusu seni o mizansenden çek al, o kuşlar yine aynı rotada uçacalar. Sana gelmiyolar yani :))

* Başak:
Var bizde de öyle çalışmalar(uçma) ama sürekli takip edemediğim için kayıt altına alamadım malesef. Ama şöyle bir çıkarımım var. Sanırım balkondaki saksı çok az korunaklı bir yer, o nedenle hemen uç da kendini kurtar diyor sizin anne. Bizim balkondaki koli silsilesi ise çok rahat bir yer. Kuşlar na böyle kafam kadar olmadan, yani canları isteyip de uçmadan uçmadılar hiç.

* Atalet:
İç organlarının hatrı sayılır bir oranı içinde değil de artık dışında olan ve buna rağmen inatla balıklar hakkında konuşabilen, basit gözle bakana fitbol yorumcusu gibi duran Kazım Kanat dün yazmış. Balıkların da öğrenmesi varmış.
Islık.. hımm, olabilir bir daha girmesini beklesem mi ki. Hem doktoranım, letiş neden göremedi acep fotoyu. Azıcık da ışığı açmıştım halbusemki. :P

* Dolfin:
Eveet, sevgili izleyicilerimiz bu kısımda da yunusların vahşi olmalarının yanında aynı zamanda bir kemirgen de olduklarını görüyoruz :D
Hey yunus balığına can veren allahım, bu kadar çok yönlü yaratılır mı bu yunus mahluku :P

* Jido:
Ama ne işi var elemanların benim penceremde. Garsoniyer mi bura kardeşim... Tamam, aslında o kadar özen gösteriyorum ama, yine de ne yapacaksam ben yaparım, onlar kendi mekanlarına gitsinler anacım :)
Valla foto akşam 2300 sularında çekildi, gece yani. O ışıklar benim de çok sevdiğim sarımtırak yol aydınlatmaları. Hatta sanırım eski bir yazıya da konu mu olmuşlardı ne. Benim cephe şimdilik açık. Önüm bomboş. O nedenle de geniş bir görüş alanı var. Evet, çayyolu merkezden Alacaatlı'ya doğru giden, ve hatta bizim şirkete de dönen yol görüntü alanında bu fotoda. Gel, başım üstüne. Yer bol.

* Yec:
Benim gözlemlerime göre ziyaret pek bol birader. Gelen gelene. Hatta acaba bizim balkonu tekkeye mi çevirdiler yoksa. Lan lan... kutulu çağlar baba türbesi.. evet. Bunlar beni de kuş ama ne bileyim on kanat boyunda bir kuş baba görüyor olmasınlar. Teey, anlaşıldı işte durum. Dur ben buna karşı bir taktik geliştireyim. Hımmm.

* Letişya:
Güzelim, kafayı ileri geri oynat. Yukarı aşağı hareket ettir. Işık parlıyor olmasın ekrana. Görünüyo o kuşlar biraz. Foto ile oynadım biraz hatta, görünsünler diye. Olmadı al fotoyu sen de oyna. Oradalar. iki tane.

Çağlar dedi ki...

isimsiz 20/8/2007
aile anasından aile babasına :)

Selam.. çaktırmıyorum kimliğim piyasaya çıkmasın kendi bloğuna ziyarete gitmiyo buralara geliyo derler sonra, hakkımda dedikodu çıkar, zaten pek göze batıyorum :P

Bir aile anası olarak sana uyarıda bulunmak istiyorummmmmm, buralarda kalışımın aylardır dönemeyişimin tek sebebidir namussuz kedimmmmmm :)
o yüzden derim ki sana, eğer yol yakınsa ve kendine cidden güvenmiyorsan bunlara babalık edemem diye arkana bile bakma derim, kaççççççççççççççççççççççççççççççççççççççççç :)

Valla şahsen ben; kedi, köpek, papağan, hipopotam, kuş, kaplumbağa ve karınca sever olarak bunu ne kınarım ne de buna kızarım :)

Eylül'e kadar bir daha ne zaman girerim bilmiyorum ama, zaten ne kaldı ki Eylül' e ? :))
Sen arada uğrarsın artık ben varmışım gibi :P Maksat dostluğumuz pekişsin :)
..
yalıkavak'tan sevgilerle.. bir dost :)

Çağlar dedi ki...

dolphin 20/8/2007
???

kim bu isimsiz çağlaaaarrr? valla dert yaptım şimdi kendime heee!

ben tanıyormuyum acep?

Çağlar dedi ki...

benim de canım isimsiz olmak istedi 20/8/2007
çağlar bilirin aile babası başlıklı son yazısı

Güzel olmuş.

ben de selam eder gözlerinden öperim.. diğer bir dost.... :P

Çağlar dedi ki...

dolphin 20/8/2007
aaaa

ala ala tüm isimsizler toptan el birliği olup dolfini meraktan çatlatmaya mı niyetli anlamadım gitti heee...

hadi benim durumumu boşverin çağlarada mı acımıyorsunuz hiç hee? yazıktır valla kendim için diyorsam namerdim :P

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 21/8/2007
yandım anam.

Genel:
Bugün sabah yine bir arkadaş oturmuş salonda, beni bekliyor idi. Aslında otura otura sıkılmış, hadi kalk artık diye kanat çırpıyor idi. Hem kendine yaklaştırmadı hem de çıkış yolunu(pencere) bulamadı. Bu sefer rüzgar da suçlu değil anlaşılan. Meraklıymış bizimki biraz.

* İsimsiz dınambırvan:
Annayamadım, çözemedim. Merak ettim. Bir iki tahminim var ama kafam karıştı.. ama dostsak, savaş baltalarını gömmeyi bırak, baltanın saplarını bile cumbaba diye kullanıyorsak ne ala :P :)

* Dolfin:
Harbi bilemedim kız, öyle bakarım ben de. :)

* İsimsiz dısekınd:
Hadee, yemezler. Numara yapma sen. bildim seni :P

* Dolfin2:
Sen olmasan ben napcam kız. Gözler harbi pörtledi benim bu sefer :)

Çağlar dedi ki...

virginia 21/8/2007
Yeni bir dost :P

hem yazilar hemde kuslar cok guzel... kalabalik bir aile olmussunuz bence keyfini cikar... bizim evi gorsen kuslar kaplumbagalar balik sincap kopek ve saymakla bitmeyecek bir suru sey daha ne ararsan var yani jurassic park gibi ama ben hic dert edinmiyorum :)

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 22/8/2007
kuşları kapatmayalım

* Virginia:
Hoşgeldin. Eh anlattığın gibi bir ev benimkinden daha eğlencelidir muhtemelen tabi :)
Okudum bu arada yazılarını, takip etmeye çalışacağım.
Saygılar

Çağlar dedi ki...

imbirgaripsinbirgaripler 3/9/2007
**

çok güzel bi şey böyle bi aileye ev sahipliği yapmak.senin merhametli yüreğini de burda görmezden gelmemek lazım.başkası olsa lan ne arıyo bu kuşlar rahatsız edip evi pisltiyorlar deyip onları kovar.
bu kuşların ödleri hakkatten pek hassas.komşumuzun kuşunun kafesinin üstüne, baca kapakları vardır ya kare yada yuvarlak ve de duvarın rengine boyanmış,işte ondan düşmüş hayvan korkudan ölmüş anında.
güvercinlere selam ederim.beslemek için bi çaba sarfediyor musun?senin boğaz sınıfına ortaklar mı merak ettim:)eğer öyleyse hakkatten aile babası derim bak.

Çağlar dedi ki...

Öz hakiki isimsiz dınambırvan :) 25/9/2007
öz hakiki isimsiz the number 1 is back :)

Aslında epey oldu yorumları göreli fakat daha kendi bloğuma anca geldiğimden bi cvp yazarak sansasyon yaratmak istemedim :P hoş bu yorum da yine sansasyonel olmuş olacak ama, hoş bişimiş ya bu kadar merak edilmiş olmak :)
Ben gerçi epey oldu döneli, eylül 1de gelmiştim ama, dediğim gibi anca blog olayına girebildim bu karmaşada..
E önce bu tanıdık yazıya eksik kalan yorumumu ekleyeyim dedim, hem de gelmişken bir merhaba diyeyim :)
Aile anası olan ben kediyi orda bırakıp kaçıp geldim, senin kuşların akibetiyle ilgili henüz bir yazı okuyamadığım için ne olduklarını bilmiyorum, birazdan kurcalayıp bundan sonraki yazılarını, bi gelişme olup olmadığına bakcam, ama sana ettiğim tavsiyenin ardından kediyi orda bırakıp gelmiş olmanın vicdanımı rahatsız ettiğini belirtmeden de geçemiycem.. Zormuş anne olmak, özlüyorummm :((( gerçi az kaldı o da haftaya yine yanımda ama...
neyse işte son durum, buralardayım ben :)

merakta bırakmaya devam..
merak edilene kadar :)))

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 25/9/2007
kuşların akibeti

* İmbir:
imbircim, ben de kovacaktım, hatta biraz da uğraştım ama.. sonra hem atalet hem ailem hem de kuşların kendilerinin inatçılıkları sayesinde bıraktım. Zamanları gelince zaten gidecekler dediler, öyle de oldu aslında. Dolayısı ile bıraktım kuşları. Besleme konusunda belli birşey yapmadım iyice bağlanırlar diye. Sadece yazın çok sıcak olduğu zamanlarda su verdim bir yayvan kapta.

* İnatçı isimsiz:
İsimsizlere cevap vermeme kuralımı -sanırım- dibinden göçürten kişi oldunuz efendim. Kutlayın kendinizi. Akibet? gidip geliyorlar.. Ama kalıcı değiller. Balkonu temizlediğimde de ayakları kesilecek. Gidip şu diğer yorumunuzu da toplayayım bari. (Not: Merak etmek bu değilse, daha nedir?)