23 Ağustos 2007 Perşembe

Çukur


Sahildesiniz, kumsal. Konyaaltı plajı olmaz mesela, orası çakıl. Olmaz, ellerinizi acıtır.

Yüzdükten sonraki o yorgunluğu yarım saatlik kestirme ile üzerinizden attınız, yana dönüp biraz doğruldunuz. Dirsek yerde, başınızı elinizle desteklediniz. İlginç, kimse yok bu açıda. Zaten siz sahil azgını da değilsiniz. Bir an daldınız ve bekleyen işlere, bekleyen hayatlara gitti aklınız. Ama hemen kendinize geliniz, tatildesiniz siz.

Tilkiler uçuştular ve başınızı biraz öne eğdiler ağırlıklarıyla. Vücudunuz ve kolunuzun arasındaki kumlara bakıyorsunuz. Evet kilolar alınmış. Baş eğilince gıdı sıkıştı boyuna. Neyse, bunu da dönünce düşünürsünüz.


Eh sol el ve kol boşta, eşeleyin kumu. Evet sıcak. Bir avuç al, hop kenara. İt, it. Hımm, geri geliyor ama. Biraz daha ileri itersiniz. On santim kadar indiniz aşağıya, kuru hala. Ama sağ kol uyuştu. Hop çevik bir hareketle hafriyat çalışmanızın üzerinden atladınız... ve hesap etmediniz işte.. Kilo dedik, göbek dedik. Hahayt, taşınan kumların birazı geri döküldü. Bu işe biraz daha profesyonel yaklaşmak lazım, anlaşıldı. Oturdunuz. Artık iki el de kazma çalışmasında dozerlik yapabilir. Ooo ıslak, en azından bu iş tekdüze ilerlemeyecek.

Aşağıdan aall, kenara çeekk. All, çekk. Bi dakka ama gelen kum siz ile amacınız arasına yığılıyor. Yetişemez oldunuz. Demek ki ikincil taşımalar yapılmalı. Çıkardığımız kumu uzaklaştırma işi... Kafanızı kaldırdınız. Size gülümseyerek bakan bir ikinci yüklenici. Sessiz bir anlaşma ile iki kişi oldunuz. Bu iyi.

Esen melteme rağmen terlediğinizin farkında mısınız.

Eğer amaç derinlikse doğrudan o amaca ulaşmak şu örnekte kıçınız yukarıda başınız aşağıda olduğu için burnunun dikine gitmekten ileri gitmeyecek, bunun da farkındasınız. Yan hedefleriniz olmalı, tali hedefler, destek amaçlar yani. Nasıl köken sebep çözümlemesi diye bir kavram varsa destek hedefler bütünleştirmesi diye bir kavramı da şimdi siz ürettiniz. Belki ilkini de yumurtlamış olabilirsiniz, ama şu sahilde bu o kadar önemli değil, di mi ama. Özetle derine inmek istiyorsanız yanlara da genişlemeniz lazım. Kullandığınız malzemenin akışkanlığı ile ilgili bir konu bu. Ooo siz de ilerlettiniz bu işleri, etraftan büyük taşlar bulundu, yan duvar güçlendirmeleri falan, güzel. Sizin arkadaş girebiliyor artık sizin çalışmaya, düşünün. Bir metreden derin oldu farkında mısınız.  Aha,  taş.  Evet dipte taşlar var. Demek ki hep  kum gitmeyecekti bu çalışma.  E değişiklik oldu fena mı. 

Çık çık çukurdan çık.

Yaptığınız işe şöyle bir bakınız, tahminen bir birbuçuk metre kadar bir çukuru kumda kimse kazmamıştır elleriyle, değil mi. Tahminsiz ve tarifsiz bir şaşkınlık var üzerinizde itiraf edin. Şaşkınlık evet, biz bu haltı niye yedik şaşkınlığı. İhtiyaca bina edilmemiş amaçların sonucuna bir örnek sadece bu çukur. Biz şu hakça olmayan amaçlara delikanlı olmayan amaçlar diyelim. Ya da buna o, önemli değil. Yaptığınız plajın dengesini bozmaktan başka bir işe yaramadı aslında. Şöyle uzaktan bir baksak, denizin dalgasının yaptığı şekil çok daha hoş görüntü oluşturmuyor mu kumda. Niye bozdunuz ki. Geri kapatmayıp öylece bıraksanız bile yarına, olmadı gelecek yaza orası tekrar dümdüz olacak, bunun da farkındasınız. Ama çıkardığınız taşların geri yerlerine konmaları nasıl mümkün olacak bilemiyorsunuz. Oldukları yerde uslu uslu ışıyan taşları çıkarıp bir de hepsini bir yere toplamak, doğalarına müdahale edip heyecanlandırmak, olduklarından hızlı tüketmek onları, bunu yaparken bir bölgenin -mesela- tüm çaylarını tehlikeye atmak, bunu da normalde meltemde durarak serinleyebilen bir şehrin tüm binalarını ve caddelerini o meltemi almayacak şekilde tasarlayamadıktan sonra o binaların hepsine konulacak soğutuculara harcanacak elektrik üretimi kaygısı gütmek...

Bu mu binlerce yıllık insanlık tarihinden damıtılarak gelen bilimsel düşüncenin hayata uygulanmış hali. E o zaman niye şu tek dişli olduğu iddia edilen canavarın kıçımı kemirdiği gibi bir hisse kapılmaktayım ben.

Öeaahh. Çıkarın beni burdaaann!!!


Not1: Biliyorum karışık oldu ama sanat sanat için halka sunuluyor ya da halk için sanata sığınılıyor.
Not2: Konunun birazı mizansen, çoğu ise -sanırım- 2002 yılı yazında şahsım ve Gökhan tarafından uygulandı.
Not2: Köken sebep çözümlemesi, root cause analysis değil mi yahu. Yoksa biri beni çok pis yiyo mu.



18 yorum:

Çağlar dedi ki...

burdasaklaniyorum 24/8/2007
çukur

konyaaltı olmaz evet.
ama patara da layıkiyle olur bu dediğin.
hiç de bi mahsuru yok.
içine girer resim de çektirirsin çok istersen. işe yarar.

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 24/8/2007
çukurda resim

side...
yaptık...
ve çektirdik :)

Çağlar dedi ki...

sojo 24/8/2007
şimdi canımın içi;

duruma bi de şu şekilde bakmak istedi bu deli gönül:

burada esas olan "destek-hedefler bütünleşmesi"nden ziyade "misyon-vizyon eşleştirmesi" de olabilir ki söz konusu terminolojiyi bizzat ben kendim tam olarak şu anda uydurmuş bulunmaktayım.

okuyucuyu aydınlatmak, genç dimalarda biraz olsun aydınlanma sağlamak amacı ile "misyon-vizyon eşleştirmesi"ne "yorgun-beyin büzüşmesi" bağlamından bakmak ve eğer becerebilirsem bu cümleyi komşuları ile yan yana durduğunda göze batmayacak bir yüklemle bitirmek istiyorum - ki henüz becerebilmiş değilim!!!-

a,ahh! bak görüyomusun ameliyathaneden beni çağırıyolar, acil gitmem gerek! sen toparlayıver yukarıdaki cümleyi, beceremezsen bırak dağınık kalısn, bi ara ilgilenirim. operim!! giderim :))

----hemşire!!! hastayı hazırlayın, bana da biraz narkoz takviyesi yapın, hadi bakim!!!!!

Çağlar dedi ki...

somebuddy 24/8/2007
tükendim :)

Yazıyı önce dün gece okudum. I, ıhh, olmadı, çıktım.. Sonra bu sabah tekrar okudum. Gene tık yok! Tam kendimden ve üstün zekamdan şüphe etme noktasına gelecektim ki, "hadi" dedim, son bir gayret yeniden okudum ve niyahet hidayete eriştim..

Dediğin gibi yancıl hedefler artçıl sonuçlara gebe olabiliyor çoğu zaman. Ama işte önce o amacı doğru belirlemek ve doğru belirlenmiş bu amacın doğrultusunda desteklerini iyi kullanmak gerekiyor, hayırlı bir sonuca ulaşabilmek için. Ki, unutulmamalıdır ki seni bu amacından vazgeçirmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların da olacaktır :)

hamiş: Senden ricam bir daha böyle alengirli yazıları vaginus brainamus olduğum dönemlerde koymaman :)

Svg & Slm,

Sambadi :)

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 24/8/2007
ay içim rahat etmedi, çıkmadan...

* Sojo:
he akademik bakarsak evet o misyoner vıdıvıdılara benzedi yazdığım ama bilemiyorum.
vizyona bakmayan misyon ve amaçlar olduğunu düşün...
ayrıca yemezler o ameliyatları felan. hehe.

* Sambadi:
ya işte aslında gizli amaçlar var, o amaçların asıl hedefleri var ama doğanın hedefleri ile karşılaştırınca o bizim gizli hedeflerimiz yalan oluveriyor. yani insanın doğayı katletmeye çalışması var. yazıda dağınık çok şey var aslında da, ben de toparlayamadım.
ayrıca anladım o sendromu. ama ben de öyle .cıklayınca böyle yazı çıkıyor :)

Çağlar dedi ki...

dolphin 24/8/2007
somebuddy'e

sevgili somebadi

daha dur bakalım bu en güzel günlerin :)

senin bu blogta okuyıpta anlayamadığın çook yazılar olucak :)

ama bunun senle bir alakası yok haberin olsun... benimde başlangıcım böyleydi :) çağları anlama yollarını okuya okuya, sindire sindire öğreneceksin. bide yazılan yorumları kendine rehber olarak kullanabilirsin derim ben :)

Çağlar dedi ki...

farmau 25/8/2007
*

Denizini kimse sevmese de ben kumunu seviyorum oyumu Lara'dan yana kullanıyorum:)
Ve yazının hayli ironik olduğunu düşünüyorum(valla sen alıştırdın her lafının altına kaldırıp bakmanın gerekliliğine.)
Ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz doğayı ellerimizle bozduk şimdi onun verdiği cezaya da katlanmak zorundayız.Dediğin gibi hem meltemin önünü kes sonra elektrik enerjisi için doğayı kullan.
Doğru anlamışmıyım hemşerim:)

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 25/8/2007
ne var, çok görünsün istiyor olamaz mıyım

* Dolfin:
Kız, tükkanın önünü kapamıyon di mi şimdi sen. Ürkütmesene yeni okuru. Ya da yoksa çelınç oluşturup ilgi mi topluyorsun, nedir. :D
ayrıca somebadi olmaz altı kaval üstü şeşhane gibi, nedir o öyle. doğrusu sambadi olacak. evet ben koydum yine isim, ne var :)

* Farmau:
Lara bilmiyom ben, uzaktı hiç gitmedik. Arabamız da yoktu ki bizim. ağlasam mı şimdi acep :)
Düşünceli kurbaa hemşerim benim. Evet yazıyı şu ana kadar en iyi çözüp fikit beyan eden ödülü veriyorum sana.

Çağlar dedi ki...

hbasak 25/8/2007
bilgi kaybı

binlerce yıllık insanlık tarihinden damıtılarak gelen bilimsel düşüncenin hali budur, evet :) Klima teknolojisi geliştirirken serin avlulu evler yapma bilgisini kaybettik, eyvah ! Benim korkum, teknolojik gıda uygulamaları geliştirirken en temel tarım bilgilerini de unutacağız ve bir gün o bilgilere muhtaç olup aç kalacağız... Acıktım mı ne, şimdi nerden aklıma geldi bu? Okuduğum kitaptan olabilir (Tarihi Yargılıyorum, Gündüz Vassaf).....Yazar oğlunun şöyle bir laf ettiğinden bahsediyor: "Bir gün Çinliler ABD'ye ihracatı keserse, Amerikalılar donsuz gezecekler ! " Onlar da don üretme bilgisini kaybetmişler, yazık....

Çağlar dedi ki...

atalet 25/8/2007
=D

ööle bi yerdeyim..
her sokak denize dik.. her yer esiyor..
çamla deniz birbirine giriyor..
evlerin iç avluları var..
üst katta ahşap dam altı hayatları var..
=P
evet.. eskileri de kumları da incelememişiz..
efese knidosa bakmamışız.. naapmış dememişiz.. =P
kendimiz düşmüş.. şimdi de ağlaşmaktayız

Çağlar dedi ki...

bitti 25/8/2007
....

şu tek dişli olduğu iddia edilen canavarın kıçımı kemirdiği gibi bir hisse kapılmaktayım ben.

ahhahahahahah ben buna çok güldüm=)))))))))))))

Çağlar dedi ki...

hicasliyok 26/8/2007
yazalı çok oldu konuy unuttum başlığı

ben bu yazıyı o ilk koyduğunda okudum. "Yok benim anladğım şeyi yazmamıştır çağlar." dedim :))))
Sonra yine geldim şöyle paragraf başlarına göz attım.. Hayır yine olmadı..
Şimdi oturdum tekrar okudum. Çağlarım krank milim :))) Resmen suçlamışsın beni!!
:) En çok yaptığım şeylerden biridir eşip deşip kum içinde kalıp denize girmek :) Sahilin havası bozulmuş kimin umrunda:) Bi kere bi arkadaşı gömdük öyle. Sanırım hava deliği koymamışız. Doal denge bozulmasın diye ellemedik; kaldı o orda :)
bu arada bi tek motor iyi geçti çağlar yaa :((
ama sanırım kıvırcamdım gibi bi şey olducak :)))

ASLI

Çağlar dedi ki...

somebuddy 27/8/2007
yorumlara yorum :)

Sevgili Dolphin,

Dilini ve uslübunu bir türlü anlamadığın için ilk başlarda çekine çekine içeri adım attığın ama sonra da sohbetine doyum olmadığı için her sabah uğramadan edemediğin mahallenin laz bakkal amcası vardır ya, bu blog da öyle olacak sanırım benim için.. Ve dediğin gibi diğer yorumlar da laz bakkal amcayı daha iyi anlayabilmemi sağlayan mahalle eşrafı olacak adeta :)

---

Sevgili isim babam Çağlar,

Her türlü çelınca açığım aslında.. Yeter ki onurum beş paralık olmasın ;)

Svg & Slm,

Sambadi

hamiş: Bu yorumlara yorum olayı doğru bir yaklaşım mıdır bilemedim; ama değilse umarım acemiliğime verirsiniz :)

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 28/8/2007
ne maymun iştahlı herifim yahu

* Başak:
Tarımı çoktan unuttuk. Zavallı haldeyiz. Beni yemyeşil bir ormanın içine bıraksalar hayatta kalabilir miyim, hayır. Biliyor muyum bitkileri, hayır. Acımdan ölür müyüm, evet.

* Atalet:
Al bu da kıskandıracak illa ki :)
Kendimiz düşmüşüz... evet. Hem bu kedinin kendi *ö*ü*ü görüp yara sanması gibi de değil. Götümüz sanıyoruz ama kan damlıyor, haberimiz yok.

* Bitti:
:) Allah kahretsin, bazen komik olabiliyorum.
-Yakışıklı değil ama sempatik?
-Hadilennn..

* Aslı:
Ha insanları gömüp orada doğaya karışmalarını sağlamak doğal dengeye katkıdır, tenkit etmem. Hele ki o arkadaş şöyle besili bişiyse oohh mis gibi her yer azot her yer karbon :P
Bak ben sana bişi diyim o trafik ve ilkyardım sınavları öss'den zor değiller. Anla sen.

* Sambadi:
Yaaa, yine mi beni anlamayan biri daha. Gidecem berbere, saçla birlikte şu beyni de bi traş et, forma sok Muharrem abi diyecem. Bu hali çok dağınık, anlaşılmıyor. O da bunalmışsın sen, gel yak bi avanak otu diyecek. Ben de estağfurullah abi diyecem, almayayım, kullanmıyorum. O da diyecek ki o zaman kahve içelim, nasıl olsun diyecek. Ben de diyecem ki sade olsun. O da biz de öyle içelim diyecek, ben de ah abi pardon diyecem sen nasıl içiyorsan öyle içerim ben. O da diyecek ki biz uyalım sana, misafirsin. Ben susacam. O çırağa diyecek ki, oğlum iki sade kahve yap, benimki yandan çarklı olsun diyecek. Kahveler gelecek bak bu da bunun pezevengidir diyecek. Yakacak ucunu bi dene parlementin. O zamana ben çoktan sakinlemiş olacağım anlaşılmama sorunum karşısında. Muharremle muhabbetin mutluluğuyla menzile maracağım :P
(Aha çelınç bu üstteki paragraf, buyur)

Bir vakit bir yazının altında yazmıştım, şimdi bulamayacağım. O nedenle tekrar edeyim. Burada karşılıklı tartışma istemem. Kavga dövüş istemem.Ama bu demek değildir ki hoş münazaralar, fikir teattileri olmayacak, tabii ki olacak. Hatta şekil 1Ada görüldüğü üzere bu keyifli bir yapı kazandırıyor bloa. Ayrıca bloon ve dolayısı ile yorumların, yorumcuların namusları, onurları, fikirleri vb. bana emanet. Gerekirse hiç kaygılanmayın dalarım, Gordion düğümünü mal İskender'in nasıl çözdüğünü de bilmekteyiz gerekirse. Yani demem o ki kaygılanmayınız, keyfinize bakınız, burada sıkıntılı bir durum yoktur :)

Sikeylıbıl Vektör Grafiks ve Selam Saygı bizden.

Not: Ah ulen gene ağız ishali olmuşum.

Çağlar dedi ki...

pelinsworld 28/8/2007
.!.

yaaaa ama yaaaaa
belki düşündürmek istedin ama
yazın amacı aştı çağlarcım
ben
çok güldüm
:))

bu neye alamet?
dolfin istediği kadar söylensin
senin yazıların anlaşılıyooooor
ya da ben alfabeyi söktüm :)))

peki cidden bu olay bir zaman önce de olsa
fiiliyata döküldüyse
o kazı 1.5 mt miydi hakikatten
bu nasıl çaba ve azim
sonra arkadaşını ikiye katlayıp oraya gömmedin değil mi :))

plaj azgını kemirgen canavar vs vs tabir ve tasvirlerinle çok eğlendim...

e peki bir de ciddileşeyim....
yaktık yıktık diktik set ettik derken.....biz yok ediyoruz bu dünyayı....

Çağlar dedi ki...

dolphin 28/8/2007
pelin benimi andı :)

pelin'i seni demek istediğin şekilde çabucak anlayabildiği için tüm blogcu alemi olaraktan tebrik ediyoruz efendiiim :) alkış lütfen!

ikinizde aynı günde doğan akrep oduğunuz için haliyle birbirinizin dilini çok rahat anlıyor olmalısınız tabii :P

hehehe

Çağlar dedi ki...

pelinsworld 28/8/2007
tesadüfilik işte

15 kasım :))) ama konu ile alakası var mıdır bilinmez :)
dolfincan bak madem konuyu açtın, özel bir doğum günü partisi istiyoruz ona göre, tüm blogcu da ana vatan yavru vatan her yerde kutlansın lütfen :)
bu vesile ile ve çağların alanından öper& sıkarım yanaklarından :))

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 29/8/2007
haaah, yandaaan

* Pelin:
Belli bir amacı olabilirdi evet yazılırken ama etkileşimli bir ortamdayız, bunun da keyfinin farkındayız. Dolayısı ile yazı canı istediği yere gitsin, kaygılanmayız.
Allahımmm, anlaşılıyormuşum. E o zaman gidip beynime kaynak yaptırayım, hehe.
Anlatayım gerçek olayı kısaca.. Ben şimdi bir yetmiş küsur birşeyim. Çukurumuzun içine girdiğimde ve ayakta durduğumda sahil yüzeyi koltuklarıma geliyordu. Yani böyle kollarımızı yana yaslayıp kokteyl havası yakalayabiliyorduk. Ama kimse kimseyi gömmedi. Biz çukurumuzu açtık, bıraktık :D

* Dolfin bi daha:
Efendim akrep olmak çoğunlukla menfi yönde nam oluşturuyor, kaygılanırım. Ama evet ısırıımm :)

* Pelin yine:
Eylül ekim kasım.. hımm az kalmış sayabiliriz :P