30 Ağustos 2007 Perşembe

Tarafların statü farklarının iletişimin sağlığına etkileri


İletişim sınıfına başlarken kafamızda bir plan vardı ve ona ulaştık bizce(dil çıkararak gülen surat, temel konunun tamamlandığı yerdir ve ilgili suratı aşağıdaki yazılardan birinde bulabilirsiniz). Ama bu konuyu yazarken farklı dallara da daldık ve biraz açıldık. Açıldıkça konu bulanıklaştı ve toparlayamadık. Şu ana kadar yazdıklarımız, sağ yandan iletişim sınıfı bağından da okunabilmekle birlikte eskiden yeniye okunması gerektiği için şuraya düzgün sıra ile linklerini alalım bari.

İletişime Giriyoruz

İletişimde dil - (Hırs yaptım)

İletişimde dil - 2

İletişimde dil - dolaylı yol

düdük

Ne demek istiyoruz

Niye Dedi

Aracın mesul olması yanılsaması

Tanımak, tanışmak Anlamak, algılamak


Dolayısı ile de iletişim ile ilgili kafamıza birşey takılır ya da aklımıza birşey gelirse yazalım der hale geldik. İşte bugün yine etrafta gördüğümüz kıymıklardan birinin aklımıza battığının ilan günüdür. Buyrun:


Taraflar arasındaki iletişimin sağlıksızlığı ve bunun sebepleri ile ilgili biraz kelam etmişiz gördüğünüz üzere. Yine bunlardan biri de tarafların birbirlerine göre durumları olarak karşımıza çıktı. Farklılıklardan bahsedeceğiz ama bu farklılıkların birçok boyutu olabilir. Mesela bir taraf Arapça bir taraf Fransızca dil kullanıyor olabilir. Bizim derdimiz bu değil. Şimdi düşünün, bir fikir savunucusunun karşısındakine "sen benim okuduğum okulları okumadın ki, anlayamazsın beni, senin fikirlerin benimkiler karşısında gereksiz" dediğini. Yani iletişimi daha baştan imkansız hale getirdiğini. Koyduğu ön koşullar ile aslında hiç başlamasına imkan vermediğini. Bu şekilde oluşturulan yapay mevki farkı ile aslında iletişimi bir güç mücadelesi haline getirip ve dahi onu da kendi kurallarıyla oynanan bir savaş olarak kurgulayıp kuşkusuz galip olarak kendini ilan ettiğini görelim ilk tarafın. Bu en azından açık bir ezme girişimidir. Tabii bunun aleni olmasını takdir edecek değiliz ama şimdi de bu mizansenin benzerinin -mesela- kurumsal hiyerarşi(sıradüzen/silsile) kurulmuş bir ortamda üst kademe ile alt kademenin iletişmeye çalışmaları sırasında yaşandığını düşünelim.

- Şimdi bu tepe var ya, bu tepeyi ben yaptım. Bu tepenin neresinde ne yol var ben bilirim. Hangi yoldan çıkılıp inileceğini, hangi yoldan saldırılacağını ben söyleyeceğim.
- Ama efendim kamyonların tekerlekleri...
- Höött, sus. Benim dediğim şekilde olacak.

Komik olan şudur ki günümüzde artık en basitinden en karmaşığına her türlü silsile(inanmayan devletlere, ve hatta dünyanın kendisine bakabilir) demokratiklik donunu üstüne geçirmiş. Biz bu dona dengeli iletişim diye yorum katsak mesela şimdi, demokrasinin esamesi okundu mu, yok.

Yani özetle; bir ast bir üstle konuşurken ast-üst ilişkisi varolduğu için herkes en açık haliyle konuşamaz. İletişimde denge olmaz, açıklık olmaz. Sağlıklı letişim isteyen, üstünde tek don olmasının makbul olduğunu bilerek üst olma donunu çıkaracaktır. Ancak o zaman demokrasi donu yakışır. İletişim sağlıklılaşır. Zaten üstün üstlüğünden sıyrılabildiği durumda astın altlıktan kurtulması teferruat kalır, basitleşir, kolaylaşır.


11 yorum:

Çağlar dedi ki...

atalet 31/8/2007
..

iletişim çıplaklık mıdır
demiycem.. elbet..
ama ben okurken yarı yerde bi yerde..
dedim ki..
iletişebilmek için..
aile olmamak gerekiyor galiba (tatil dönüşü iletişim kopuklukları çağırışımı)
baktım aynı şeyle bitti..
iletişim için beyini temizlemek gerek..
ana baba evlat ast üst kadın erkek bi tarafa bırakıp..
ne diyo bu tam olarak demezsek.. iletişemiyoruz..

Çağlar dedi ki...

bitti 31/8/2007
...

üst-ast...ast-üst deme bana nevrim dönüo bak...
bugün fecii bi gündü ve ben içimden edebildiğim tüm küfürleri ederek üstlerimle iletişime geçtim=))tabi sözsel anlamda olamadı bu maalesef...benim gibi "evet" derken "hadi ordan len" dercesine bakıorsanız eğer ve gözlerinizde gizleyemediğiniz bir alaycılık mevcutsa iletişim konusunda ast olduğunuzda işiniz zor=) diğer bölümleri okumadım henüz...ama içinde bakışlarla iletişim mevzusu yoksa bi el atın bi kalem çiziktirin bi klavye tıkırdatın bence derim ben=)
saygılar..sevgiler...hürmetler...

Çağlar dedi ki...

imbirgaripsinbirgaripler 3/9/2007
demokrasi donu

hehe çok güldüm bu lafa. illaki bi ast üst ilişkisi olmalı.madem demokratiksin astı üstü unutacan kardeş.ee aklıma madem türksünle ilgili garip bi laf geldi şimdi neyse.insan fıtratından kaynaklanıyor biraz da.biraz ego tatmini midir nedir.bu aralar egoya taktım.bunla ilgili bi yazı yazacam.mesela insan aşkına egosunu tatmin etmek için mi sahip olmak ister.bu aralar kafa mı kurcukluyor.

Çağlar dedi ki...

xLethex 3/9/2007
...

bugün yaşadım böle bir şey. taze taze yetiştireyim sana dedim.
aklımdan "ülen kaç paralık insansın sen de böyle havalara giriyon karşımda eksik etek" diye geçirdim aklımdan. Karşı olduğum, yanlış olan bir şeyi yaptım ben de.eylem-söylem tutarsızlığı. ama böyle düşünmeye onun tavırları itti beni desem. o öyle yapmasaydı ben böyle düşünmezdim desem haklı kılar mı bu beni.

Çağlar dedi ki...

somebuddy 3/9/2007
Altı Üstü Don

Bazen de alt, üstün donuna kafayı takar. "Şimdi onun böyle afilli bir donu var diye, kendini benden üstün görüyor" diyerek tüm algı kanallarını baştan kapatır. O dakikadan sonra üst donunu çıkarıp, anadan üryan kalsa bile nafile, alt onu kafasında "donlular" kategorisine sokmuştur bile.

Yani aslında mesele donda değil de, karşımızdakini ve kendimizi olduğumuz gibi kabullenebilmekte. Önyargılardan sıyrılıp, gerçekten görmeye, işitmeye, hissetmeye çalışmakta. Bunu başarabilmenin yolu da sanırım iletişim kurulması sırasında bildiklerimizi kısa bir süreliğini de olsa unutmaktan geçiyor. Kendimiz için doğru olana ise o an bize iletilenlerle, daha önce öğrendiklerimizi harmanlayarak ulaşabiliyoruz.

Kolay değil... Ve ayrıca, benim de bu konunun üzerinde biraz düşünmem lazım... Ama önce şu donu bir çıkarayım da :)

Çağlar dedi ki...

http://banu.wordprexy.com 6/9/2007
Banu diyemedi :P

Okudum, şööööyle gözbozucu uzunlukta ahkam kesmek istedim, ama bir söylem de üretmeye mecal bulamadım. Ne bileyim işte, bir "uğradım" yorumu olsun bu da. Uykusuzluk beyni tıkıyor galiba :D

Çağlar dedi ki...

bitti 8/9/2007
başlık

sıkıldım ben bu tarafların statü farkından...yeni bi yazı beklior ruhum....

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 8/9/2007
hemen cevaplayıp toparlayalım, millet üşüşmeden

* Atalet:
Şimdi ben bu aile konusuna cevap verirdim kendi yaşadıklarımdan örnekleyerek... gerek yok. objektif bakabilmek lazım. Ama evet ana fikirde tamamız.

* Bitti:
Var var olmaz mı, gerçi okumuşsundur sen artık tüm yazıları :)

* İmbir:
Kurçuklayan herşeyi yazmak mı.. bazılarını unutup gömmek mi...

* Letişya:
Haklı çıkarmaz, ama iç dengem için böyle yaptım dersen de kimse sana hesap sormaz.

* Sambadi:
Yönetici kademesindesin di mi sen sambadi...
Ama öneri kesinlikle doğru bir öneri sağlıklı iletişim için.

* Banu:
Farkında mısın her yorumunda neredesin kızım sen diyorum, ya da diyesim geliyor. ona göre. Ayrıca senin aklın almaz bu konuları, hadi naşş :D

* Bitti2:
E gör bak iki yeni yazı var. Bozdurup bozdurup harcayalım :)

Çağlar dedi ki...

önder 11/11/2007
selam

kardeşim ben senin çocukluğunu bilirim kayseriden sen çalışkan bir öğrenciydin ilk okulu hatırla ekinli köyü

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 11/11/2007
Önder kardeş'e cevap

* Önder:
Merhaba Önder, sanırım büyük bir yanlışlık var. Zira ben Kayseri'ye hayatımda hiç gitmedim. Üzgünüm ama bir isim benzerliği vakası bu galiba. Kendine iyi bak, saygılar.

Çağlar dedi ki...

banu dedi... 13/11/2007
...

ımm kötü çağlaaaar...