19 Ekim 2007 Cuma

Gözlem çerçevesine dair bir karar denemesi

Geçen sene ilk Direkler yazılardan birinde hüküm verebilmek için konuya
ne ayrıntıda bakmalıyız diye sormuşum. Geçen hafta bu konuda bir
ilerleme kaydedildi. Onu açayım burada.


Geçen yazıya bakarsanız soru sadece karar vericinin konuya ne uzaklıkta
olacağına odaklanmıştı. Soruyu böyle sorunca güdük kalıyor ve cevap
netleştirilemiyor. Daha ayrıntılandırmak gerekirse; eğer bir kişi bir
konuda hüküm vermek durumunda ise o konuya dahil biridir. Vereceği
karar konuyu değiştirecektir, sorumluluk sahibidir yani. Yoksa hariçten
gazel okumak zaman doldurmaktan başka bir işe yaramaz. Yani alınacak
karar, konu için kayda değer, anlamlı, değerli, manalı olmak zorunda
iken hangi boyuttan bakılmalıdır. Evet soru bu.

Cevap da var. Konu kendi kendine yuvarlanırken, hüküm; konuyu doğru
yola çevirecek kadar geniş açılı görebilmelidir. Ayrıntıları
göremeyecek kadar da uzak olmamalıdır. Ayrıntılarda boğulacak kadar da
konunun içinde olmamak gerekir. Yani konu hakim tepeden yönetilmelidir.
Cepheden değil, merkez karargahtan da değil.



8 yorum:

Çağlar dedi ki...

somebuddy 19/10/2007
kararlı

bir konuyu oluşturan ana ve tali yollar vardır.. o yollardan taşınır ana konunun harcı, içeriği, malzemeleri.. konu şekillenir, büyür, gelişir, oluşur.. konu oluştuktan sonra da o konunun ölümsüz olabilmesi için yeni yollar açılır, konunun ağı genişler.. bu süreçte konunun merkezinden bu yeni açılan yollarla da beslenmeye başlar konu.. ve yeniden değişir.. bu değişim ve oluşum böyle devam eder işte..

tıpkı (:p), seni anlamak ve yorumlamak için diğer yazılarını, yorumlarını da okumak gerektiği gibi.. diğer yazıların esas konu etrafındaki ana ve tali yolları oluşturuyorsa, yorumlar da konuya sonradan eklenen yolları oluşturuyor çünkü..

ancak her hüküm, karar v.s. kayda değer, anlamlı, değerli, manalı mı olmalıdır gerçekten? bu konuda senden daha esnek olduğumu söyleyebilirim sanırım.. çünkü kimi zaman değersizlikler değer kazandırır diye düşünenlerdenim..

Çağlar dedi ki...

atalet 19/10/2007
çoook seçenekli.. yorum

satranç oynamak gibi..

bi sürü hamle ay yorum geldi aklıma..
*uğraşmıycan atalete sorucan... sulu yorum..
*atatürkün kocatepeden bakışı... milliyetçi yorum..
*bütün seçenekleri değerlendirip.. doğru yola doğru açıdan doğru müdahale.. istenen kadar ne az ne çok.. işte buna da tecrübe denir.. ukala yorum..
*ağaca bakan ormanı göremez..
ormanı gören ağacı göremez.. şiirsel yorum..

ay yoruldum..

ama bi tane daha var..
bilgisi olmayanın fikri de olmaz.. alıntı yorum
=P
benden bu kadar..

Çağlar dedi ki...

imbirgaripsinbirgaripler 20/10/2007
**

çocuk dergilerindeki fare-labirent-peynir kombinasyonunu örnek verecek olursam,fare labirentin içinde deneme yenılma yöntemiyle peyniri bulur.peynire ulaşmak için pek çok yanlış karar alarak yanlış yollardan geçer.ama kuş bakışı bakarak peynire ulaşacağı yolu görürse tek bir ve de doğru kararla peynire ulaşır.burda farenin miyop olmaması gerekiyor birde :p yok bu alakasız oldu.yani gerekli uzaklıktan kuş bakışı bakması gerekiyor.
bir de rehberler ve de rehberlerden bunu duyan anneler çok ayrıntı çalışma kafan karışır derler.
ve de algıda seçiciliğe örnek olan resimler vardır ya hani ayrıntılı bakarsan kadın suratı olur ya da onun gibi bi şey,daha genel bakarsan vazo gibi şekiller alır.gerçi burda gerçek hangisi,hangi amaçla yapılmış vazo mu yoksa kadın mı gibi şeyler var neyse bu alakasız oldu.

Çağlar dedi ki...

hbasak 20/10/2007
nerede durmalı?

"Karar verirken konuya kaç metre yakın olmalı, konu merkezinden en az kaç cm. ulaşmalı?", böyle formüller üretmek gerçekten mümkün mü acaba? Bana mümkün değilmiş gibi geliyor. Hatta formüle etme çabaları da sanki "doğru" karara varmaya değil de zamanla "yanlış"lığı ortaya çıkan kararların neden yanlış olduğuna dair ahkam kesmeye yarıyor gibi geliyor. Bir başarısızlığın ardından "Ayrıntıları gözden kaçırdı , diğerinin ardından "ayrıntıda kayboldu" denecek, başarılı olanın sağ ayağının bastığı yer ise -Nasrettin Hocanın eşeğinin sağ ön ayağı- misali konudan ideal uzaklıktaki hüküm verme noktası sayılacak...... ama aynı mesafe bir başka kararda işe yaramazsa fazla yakın veya fazla uzak sayılacak...Yok, ben pek umutsuzum soruya tatmin edici bir cevap bulma konusunda

Çağlar dedi ki...

hicasliyok 22/10/2007
ay dont tink so çağlar :)

Ben verilen hükümlerin (buradaki yorumlara indirgersek- belki de sen çok başka bir şeyden bahsediyorsundur ama ben bi önceki yazıyı okuyup oradan bu fikre ulaşmıkşımdır.) (parantez çok uzun oldu cümlenin başını unuttum o yüzden baştan başlıyorum :))) ) Ben verilen hükümlerin veya yapılan yorumların karşılıklı konuşma düzeyinde olduğuna inanıyorum. İnsan bilgisi olmasa bile söyleyecek bir şeyler bulabilir bi konu hakkında :) Kesinliği tartışılır tabi :)
Hariçten gazel okumaya bayılan blokçuarkadaşın
ASLI :)))

NOT: başlığa niye öyle yazdım bilmiyorum. Hazırlık mıyım ne ? :))))

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 24/10/2007
uzun süredir suskun suskun duruyoz, bari yorumları toplayalım...

* Sambadi:
Ufaktan iltifat gibi algıladım ya bu yorumu, herhalde benim iyimserliğimden :)
Yorumuna gelirsek... kumda oynuyor olsa idik, her türlü katılım için teşekkür eder, mutlu olurduk. Ama eğer verilen ya da verilemeyen kararlar bağlamı varlık/yokluk düzeyinde etkileyecek halde iseler durum o değil malesef. Hayatiyet içeren kararlara dair yazmıştım yazıyı.

* Atalet:
Bilgisi olmayanın fikri de olamaz... senin dünkü yazıya ucundan dokunmuş :P
Ama benim yazı Kocatepe'ye öykünür.

* İmbir:
Konu algı konusu değil. O başka. (Gerçi onu da başka bi yazıda yazmıştık ya, neyse :P )
Farenin labirentinde rakip başka fare olsa idi, durum çok daha vahim olurdu, değil mi.

* Başak:
Zaten fikir yazısı bunlar. Sonuca nerede ise hiçbir seride ulaşamadık. Ama bu bizi ayzmayı bırakmaya itmesin. Ne dersiniz, doğru değil mi. Boşver yazma diyorsanız hemen söyleyin, bırakalım :P
Ne zaman doğru karar verebiliriz, doğru karar vermek için ne yapmalıyız.. gibi araştırmalar eğer vereceğimiz kararları ötelemek için bahane olmaya başlıyor ise.. yani kaçıyorsak... Olmaz tabi.

* Aslı:
İncelazca da konuşurmuş benim çocuum, gel. Ne diyon.
İnsan ilişkilerindeki hükümlerden bahsetmiyorum, senin yorumda şakül şaşmış azıcık :)
Zaten biliyosun, ilişkiler iletişim sınıfımızda irdelendi bir süre :P

Çağlar dedi ki...

bitti 26/10/2007
...

o işler canım işte öyle olmuyor
tepeden yönetmek falan
çünkü tepeden bakan adam ileride sıkıntıyı arttıracak ayrıntıyı görmüyor
ayrıntılarla boğulmayalım derken bi bakmışsın ayrıntılar seni sonradan boğmuş
ve evet merkez karargahtan da tam netlik de göremezsin herşeyi
ama yine de içinde olup sakin yönetim tercih sebebidir benim açımdan
sağlıklı kararlar için
tepeden yönetime örnek
kişinin hayatını ebeveynlerinin yönetmesi
daha doğru bile olsa -ki olduğu tartışılır- kararlar
sıkıcı ve yaşanmamış bir hayat bırakır geride insana
vs vs vs

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 27/10/2007
içerden yönetim.

* Bitti:
ııh, katılmıyorum. Ama sen bilirsin tabi.