23 Kasım 2007 Cuma

Sinirli Tartışmalar


- Nerede yine bu kız
- Kim abi
- İlham perisi. bitmemiş miydi bunun yıllık izni. yine başına dişine kıçına birşeyler mi oldu.
- ...
- Zaten iki elimizle bi şeyimizi doğrultamıyoruz, bi de eksikler olunca hiç olmuyor. Herkes işini yapsa ya kardeşim. Sonra atıl kaynak, artı değer, eksik adam, aşırı yüklü çalışma... artık ne dersen, düşünüp durmak gerekiyor. Sonra iki işi birden yapınca da kalite düşüyor. Olmuyor ki. Sakız çiğnerken mesela...
- ... telefona bakmamak lazım di  mi abi.
- Evet o da var. Merdiven var hem. Toplantı var. Var oğlu var. Saygısızlık sonuçta. Sakız çiğnemek biliyosun, bazı kültürlerde dünyanın en eski mesleklerinden birinin alamet-i farikası olarak nitelendirilmektedir. Tamam, sonuçta şık durmayan bir yakıştırma ama milletin beyni torba değil ki büzesin mınagoyiim.
Açıkçası sakız çiğnerken bir çok şey yasak. Toplantı, merdiven, telefon yasak.
Ama dudağını ve yanağını ısırmak serbest, istediğin kadar hem.
- ...
- Biri yüzüne bakarak dudağını ya da yanağını ısırdığını farkediyor ise onun sana aşık olduğunu düşünmene gerek yok. Bu çok hızlı bir çıkarım olur. Hem sürat felakettir. Sadece iyi bir gözlemci ile karşı karşıya olduğunu düşünmen yeter. Belki biraz da seni tanıyor olabilir, o kadar. Tamam mı.
- Tamam abi.


13 yorum:

Çağlar dedi ki...

alpernatif 23/11/2007
:D

Şakkudu şukkudu çiğnerim sakızımı
Hem ilham perisini etkilerim
Hem İlhami abiyi
?????
İlhami kim be?

Çağlar dedi ki...

atkadehielinden 23/11/2007
...

sakız çiğneyen bi kız mı yok
yoksa bana mı öle geliyor ... :))
bide alakasız belki ama
sakız çiğnemeninde bi kültürü var
çiğnerken garip sesler çıkarmayan herkes sakız çiğneyebilir bence ... :)

Çağlar dedi ki...

isimsiz 23/11/2007
.

şu atıl kaynak var ya..
onun tepesinde şapka var di mi..
hayır sen kaynak sözcüğünü cins isim olarak kullanıyorun..
ama bizim evde bunun özel isim olanı var ya..
kısa a olarak okuyunca..
atıl kurt der gibi.. oluyo..

şimdi yoruma gelelim..acaip güldüm..
hehe..çağlarrrr sana komedi de yakışıyo.. göz pörtletmenin yakıştığı kadar =P

demek sakız çiğnerken dudak yanak ısırdığını anlayanın seni sevdiğini düşünmeyecen.. hmm tüh..
hepsi yalanmış o zaman..
bütün hayatım bir yalan üzerine kuruluymuş hee..
=D

bi de nedenmiş merdiven inememek.. regınla akraba değilsek.. inesriz aslanlar gibi..
imza..
bir aksan sirkonflekse bi paragraf yorum yazan atalet

Çağlar dedi ki...

verocka 23/11/2007
ucuz iş gücü

evet bu bende de olur

ucuz iş güçü olarak çalıştıdığımız ilham perileri arada greve çıkar

ama ben ilham perilerinin kız olduğu düşüncesine pek katılmam

benimkinin bıyıkları var mesala

sakız meselesine gelince

şimdi bende bir şeyler derim ama ağza sakız sakız olur

o yüzden demiyorum

Çağlar dedi ki...

isimsiz 23/11/2007
rivayete göre

bu peri kız bizim evde saklanıyormuş ama gel gör ki ben bulamıyorum kendisini..
boşuna dememişler "ilham perisini dövmeyen dizini döver" diye.. (yok öyle bişi tamamiyle uydurmaca bu söz deme hakkı mevcut değildir..arz ederim.. :))

sinirli tartışmanın ortasına pat diye düşmüş hissediyorum kendimi ama ataletim ne demiş; "korkunun ecele faydası yok.." :))

yazıdan çıkan sonuç; Çağların Ankara'dan uzaklaşmaya artı biraz da aşk, sevgi, şefkat üçlüsüne ihtiyacı var.. yalnızlık canına tak etmiş.. öfkesini sağdan soldan alıyor.. mu acaba?
:))

içses: bu sinir harbine böylesi laflar.. bir an önce sus ve uzaklaş viva.. :P

Çağlar dedi ki...

vivaforever 23/11/2007
korku işte..

adımı bile yazdırmamış bana.. :P

Çağlar dedi ki...

somebuddy 23/11/2007
gonzales

"Bu yazı hassas bünyelerde alerjik reaksiyona yol açabilir" diye bir uyarı ön yazısı yazmanı tavsiye ederim Çağlar.. Netekim bendeki tepkimesi aynen o şekilde oldu :)

İlham perisi.. Bilinen perilere benzemez.. Bir karakteri, kişiliği vardır.. Çağırılmaya gelmez, çağırana gelmez.. Beklersen gelmez.. Gelmez oğlu gelmez.. Derken, hiç beklemediğin bir anda enseye şaplağı indiriverir, beyninde patlar.. O zaman gelmediği günleri unutturur.. Ha bir de adamı müptela eder.. Berbat bişidir :p

Neden sakız çiğnerken bir sürü şey yasak? Çünkü, her an kayboluverecek korkusu ile dikkati diğer şeylere veremiyoruz.. Kaybolmayan sakız istiyoruz!

Sürat yapmamak için gözün ibrede gidersen, etrafındaki bir sürü güzelliği kaçırırsın Çağlar.. Birinin sana aşık olduğunu düşünmenin neresi kötü ki? Ben herkes bana aşık olsun isterim mesela :p Ya da, iyi bir gözlemci olduğun kişi, seni hem iyi tanıyıp, aynı zamanda da sana derin duygular besliyor olamaz mıı? Ya Çağlar ya, hızlanmalısın bence.. Hızlı yaşa, genç öl kuzum :)

Çağlar dedi ki...

pelin 23/11/2007
dolfinde kaybetmişti onu, birlikte mi geziyorlar acaba :)

iki işi bir arada yapmak lazım aslında
aşık olunduğunda yanak dudak gidecekse
merdivendeyken sakızı jilatinine saracaksan, ya da kuytuda bırakacaksan
hayat zor be çağlar
ama lütfen çakkıdı çakkıdı çiğnenmesin uyuz olurum ben, hale toplantıda sinir tavan yapar... saygı meselesidir... aslında erkeğe yakışmaz... bencee yani...
şu ilhami pek bayan gibi konuşmuyor bu arada :)) yedek peri olsun diyecektim ama :P

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 25/11/2007
ne var kardeşim

* Alper:
Peri İlhami ile kaçmış...ırasbı.

* Kadeh:
He yoktur, ama konu o değil, kaçmış.

* Atalet:
Tabi öyle. karet, circonflexe ya da chapeu diyeyim sana.. diğer arkadaşlara şapka diyeibiliriz :P var yani orada ondan :P

* Verocka:
Allah hepimize gönlümüze göre bi ilham perisi bahşeder inşaaalllaaahhh :P (bu da bol şedde'li bi inşallah oldu atalet)

* Viva:
Ya kızım, Ankara'dan uzaklaşmak dendi mi benim gözümün önünden mezgitler geçiyo. Oturak gorili hareket ettiremedik, kaldık ayazda.

* Viva2:
Bööhh (korktun mu) Benden niye korkuyonuz ki. (ki daha gözümün alevini göreniniz yok)

* Sambadi:
Arada ibreye bakmak lazım, uyumadığını algılarsın. Hem ben hep gözüm yanakta demedim ki.
Zaten sakınılan yanak ısırılırmış.

* Pelin:
Yok yok çiğnetmeyiz. Bi ilham(i) için yanakan olacak değiliz ya.

Çağlar dedi ki...

SunnyCameHome 25/11/2007
Yorum

Zıp zıplayan, Oradan oraya koşan yazını okuduğumda takvimler iki gün öncesini gösteriyordu... Yazı iyice bi yerleşsin yerini benimsesin de öyle geliim dedim... Ve geldim...

Yazının girişindeki "ne oldu bana, neden eskisi gibi değilim" yakınman için ne denilebilir ki?
Valla o peri meri işleri hikaye... İnsanın bir perisi var o da kendisi... (yok yok hala deniz yıldızı ruhlu olmak gerektiğine inanmıyorum :p )

Sonra sakız... Hımm işler birbirine karıştırılmamalı... Şıpsevdi yaşanmamalı, ayaklar yere sağlam basılmalı... Dağılmadan odaklı olunmalı...
He bu da demek değil ki gül peşinde koşarken kır çiçeklerini ezcez...:)) O halde biraz eli işte gözü oynaşta olmak lazım... :))
Neyse bi ciddi olayım ben...
Demek istediğinden çıkarımlayarak dediğim şu:
Evet ipleri birbirine dolamadan itinayla sarıp yumak yapmak, öyle sepete atmak lazım... Yoksa sonumuz başka şeylerle çiğnenmiş sakızın hazin sonuyla aynı: erken çürüme...

Gelelim sondan ikinci konuşma çizgisinin önüne katılmış cümlelere...
Valla o ilk cümlenin sırrına hala erebilmiş değilim ben... Nasıl okunacağını anlamadım ki... Anlatım bozukluğu var... :p

Biri, kendine yüzüne bakarak mı dudağını ya da yanağını ısırdığını fark etmiştir?
Biri, senin yüzüne bakarak mı dudağını ya da yanağını ısırdığını fark etmiştir?

Hem her iki durumda da olay tamamen kişisel ki...seni ilgilendirmiyor ki... otur oturduğun yerde.. sana ne... sen ancak biri senin yüzüne bakarken ısırıldığını farkediyorsan söz hakkına sahip olursun...:p:P:p
(Zaten sen de beşinci cümlenin sonundaki "o kadar" kelimeleriyle kendine gelmişsin...)

Bir de en kıdemli arkadaşın olarak yazılarının geneliyle ilgili bir kaç kelam edip öyle gideyim:
Bu sayfada ben en çok direkleri seviyorum... sonra iletişimi... sonra (bence direkleri taşısın diye) sonradan eklenmiş kelimeleri de seviyorum...
Çağlar bugün düne göre daha farklı yazıyor...
Daha mecazlı, daha satır aralı... Hem bunu açıklığını ve akıcılığını kaybetmeden yapıyor... bu önemli bir nokta...
Ve ilginç bir tespit... Arada "hımm bu duvarın ardından çekilmiş bir fotoğraf olmalı" diyebileceğimiz görüntüler de sunuyor bize...şaşırıyoruz... keyifli oluyor...

Hasıl-ı kelam;

Güzelsin... Daha da güzel olabilirsin... Kamaştır bizi Çağlar...

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 25/11/2007
Amanın bu nasıl yorum böyle...

Elim ayağıma dolaştı bi kere. Hep böyle oluyor. Kız tam zamanında gelip omuz veriyor. Baştan bi teşekkür edeyim, aşağıda tekrar ederim :)

Şu eli işte olma konusundaki öneriyi senden duymuş olmama şaşırdım. Şok oldum hatta, ne diyorsun :)

Anlatım bozukluğu yok.. anlatım bozukluğu yok. dudağını ya da yanağını ısıran kendi kendisi ile konuşuyor. Birinin bu kendi kendini ısırmayı tespit etmesinden bahsediyor. Anlatım bozukluğu yok. Hissiyat ve beklenti ısıran kişiyi de konuya dahil eder.

İletişim sanırım artık duraklama evresinde.. O sınıf bekliyor.

Duvarın ardından çekilen foto konusunu anlamadım.

Ve tekrar... anlatım bozukluğu yok :P

Asıl tekrar... tekrar teşekkür ederim.

Çağlar dedi ki...

isimsiz 26/11/2007
virgül

virgül hatası var bahsi geçen cümlede

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 26/11/2007
Virgül öneren arkadaşa cevap ve Açıklama

Merhaba arkadaş,
Konu olan cümlenin "Biri yüzüne bakarak dudağını ya da yanağını ısırdığını farkediyor ise onun sana aşık olduğunu düşünmene gerek yok. Bu çok hızlı bir çıkarım olur." olduğunu sanıyorum. Hatta özellikle "Biri yüzüne bakarak dudağını ya da yanağını ısırdığını farkediyor" kısmı sanırım. Yani umarım öyledir çünkü kafamı bu cümleye yormaktayım yorumunuzdan beri. Hatta bir arkadaşla tartışıyoruz da konuyu. Bir sonuca varamadığımız için de sizden yardım istemeye ve diğer okuyuculardan da yorum almaya karar verdim.

Tahminim, düşük anlamın kimin yanağının ısırıldığının belirsizliği noktasında olduğu. Yani cümleye eleştiri, kimin yüzünün ısırıldığının belirsiz olduğu şeklinde galiba. Cümlede, hatta tüm yazıda böyle bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Yazıda üç karakter var diyebiliriz. İlki konuşan. İkinci dinleyen. Üçüncü kişi ise bir zaman önce konuşanın karşısında olmuş birisi. Konuşan, bir anısından bahsediyor. Soru şu noktada şekilleniyor: Konuşan mı kendi yanağını ısırıyor, yoksa konuşanın karşısındaki mi ısırıyor kendi yanağını.(Milletin birbirinin yanağını ısırdığı gibi bir fantezide değiliz tabii ki :) )

Eleştiriyi kendi kendime yaptım ve kendim cevap veriyorum, çünkü malesef sizden virgülün neye derman olacağı bilgisi gelmedi.

Cevap ise şöyle: Biri kendi yanağını ısırdığını farketmez. Sadece ısırır kaza ile ve canı yanar. Ancak başka birisi, bir diğerinin yanağını ısırdığını farkeder. Yani farkeden kişi, o anıdaki kişidir, yanağını ısıran da Konuşan'dır.

Küçük bir ek de yazının (özellikle ikinci kısmındaki) genel diline dair. Konuşan, sanki hiç olmayan başka birisine hitap eder gibi (hipotetik bir günah keçisi diyelim) konuşuyor. Ama aslında kendisini tenkit ediyor. (İlgiliye not: Erdal Öz, Yaralısın)

Sonuç olarak önerdiğiniz virgülün yerini ve cümledeki hangi eksik anlamı tamamlayacağına dair açıklamanızı isteyeceğim eğer mümkünse.

Saygılar.