14 Eylül 2006 Perşembe

Sobeli-Yorum ' muş, Yaptık bakalım


Züleyla'dan bize pas, ve aşağıda bizim yorumlarımız.

Not: Bu ne ki diyenlere açıklama yine züleyla'dan. linkteki makalenin yorumlarının en altında.


SORU 1 : Düşmanların saldırdığı bir köydesiniz; bütün köy halkı sizin evinizin altındaki sığınağa saklandı. Düşman askerleri evinize girdiler ve sığınağınızın üstünde geziyorlar. Düşmanların çok acımasız olduğunu duydunuz; daha önce bastıkları köylerde herkesi öldürmüşler. Birden altı aylık bebeğiniz ağlamaya başlıyor. Çocuğun ağlamasını kesebilmek için ağzını ve burnunu kapattınız. Ancak bu işe devam edecek olursanız çocuk ölecek. Eğer çocuk ağlayacak olursa sığınağın yeri keşfedilecek siz ve tüm köyün halkı öldürülecek. Bu durumda ne yaparsınız? Çocuğunuzu boğar mısınız, yoksa tüm köy halkının bulunmasına göz yumar mısınız?

 

Aslında meritokrasi ama... bizim çocuğumuz nasıl bir eğitim görecek, tüm köyü ya da belki memleketi güzelleştirebilecek mi, ya da köy halkından mı böyle biri çıkabilir... bilemem. O zaman istatistik bilimine güvenmek lazım.
Çocuğumu öldürürüm. Çoğunluk kurtulsun.
Hem bir memleket kurtulsun diye bebesinin örtüsünü mermiye saranlardanız.

 

SORU 2 : Yolculuk yaptığınız gemi bir başka gemiye çarparak kaza geçirdi. Titanik ile benzer şartlar altındasınız. En önemli fark bir buzul denizinde değil, Marmara Denizi'ndesiniz. Gemide yeterli sayıda filika yok. İnsanlar filikalara haddinden fazla binmiş durumdalar. İçinde bulunduğunuz filika o kadar dolu ki, filikanın suyun üstünde kalan kısmı en fazla dört parmak kadar. Ufak bir dalga tekneyi batırabilir. Geminin çarpışması sırasında yolculardan biri ağır yaralandı ve sizin filikanızda. Kafasından ağır bir yara almış ve kurtulma ümidi az gibi. Filikanızdaki yolculardan biri, yaralı yolcuyu denize atmayı teklif etti. Birkaç kişi hemen kabul etti. Gerçekten filikadan biri inmeyecek olursa filikanın batma ihtimali çok yüksek. Filikadaki herkes yüzme biliyor. Bu durumda ne yaparsınız?

 

Bu basitmiş. Herkes yüzme biliyorsa neden en kötü durumu kendi elimizle hazırlayalım. Bekleyelim kimseyi hiçbiryere atmayalım, batarsa yüzeriz zaten.
Tabi yeterince sinirli isem o adamı suya atalım diyen ve onaylayan beyinsizlerin kafalarına bir balta ekleştirip onları atmayı düşünebilirim.

 

SORU 3 : Yeni aldığınız arabanızla ormanlık bir yolda tek başınıza gidiyorsunuz. Birden yolda yerde yan yatmış bir motosiklet gördünüz. Beş-on metre ötede de yerde yatan kasklı bir sürücüsü var ve kanlar içinde. Arabayı durduruyorsunuz ve adama yaklaşıyorsunuz. Adam �Size beni hastaneye götürür müsünüz?� diye güçlükle soruyor. Adam ağır yaralıya benziyor ve yerleşim bölgesinden uzaktasınız; ıssız bir bölge, yoldan başka araba da geçmiyor. Ne yaparsınız? Yaralı motosiklet sürücüsünü arabanızın kirlenmesi pahasına arabanıza alır mısınız? Yoksa adamı orada yolda terk eder misiniz?


İnşallah kask parçalanmamıştır. Konunun kirle pasla alakası yok doğal olarak. Önemli olan tek başınaysam adamı zedelemeden nasıl arabaya alacağım. Yüksek ihtimalle alamayacağım, sanırım sağlık ekiplerini çağırmak herifin geleceği için en iyisi.

 

SORU 4 : Nehir kenarında bir parktasınız, birden bir çığlık duydunuz. Bir çocuk nehre düşmüş, �boğuluyorum� diye bağırıyor. Çevrenizde birçok insan var; herkes birbirine bakıyor. Profesyonel değilseniz bile, yüzmeyi iyi biliyorsunuz. Ne yaparsınız?

 

Atlarım, kurtabilir miyim bilmiyorum ama atlamadan önce ıslak ağırlık yapacak giysileri azaltmak çok önemli.

 

SORU 5 : Eşiniz çalıştığı işinden ayrılmak istiyor. Yeni bir şirkette iş buldu. Siz o şirketi beğenmiyorsunuz. O şirketin patronunun çalışanlara iyi muamele yapmadığını duymuştunuz. Hatta patronun dengesizliği yüzünden birçok kişi işinden ayrılmış diye biliyorsunuz. Eşinize eski işinden ayrılmamasını ve yeni şirkete girmemesini önerdiniz. Şirket hakkında duyduklarınızı ve endişenizi dile getirdiniz. Üstelik eşinizin gelirine ailenizin ihtiyacı var. O ise iş görüşmesinde yeni kurumu çok beğendiğini söyledi. Patronla yaptığı iş görüşmesinde de patronu son derece vizyoner ve profesyonel bulduğunu da ilave etti. Eşiniz yaptığınız tüm açıklamalara rağmen bu şirkete girmek istiyor. Ne yaparsınız?

 

Gitsin görsün gününü, bana ne. Şaka şaka. Tevatürler yerine eşimin yüzyüze görüşmesindeki intibalarına güvenmek en iyisi.


Bu zincire kimseyi eklemek istemedim ismen. Okuyup da kafasına yatanlar alıp cevaplayabilirler. Eğer alta yorum olarak kendinizin cevaplarının linkini verirseniz, bakar eğleniriz.
Saygılar.

7 yorum:

Çağlar dedi ki...

zuleyla 14/9/2006
:)

Teşekkürler Çağlar...Waktini ayırdın cevapladın...

Ya bi oyunda biz mi icat etsek?Böyle blogcuda dalga dalga yayılan... Ama nası bişi olsa ki?

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 14/9/2006
amacı

amacı ne olmalı, nasıl birşey olmalı... dikkat ve ilgi çekmeli, okuyanda aktif rol alma isteği uyandırmalı, devamlılığı olmalı.

birşey okuyacaksın (soru?)
aa bu da böyle olmalı diye katılacaksın(cevap vereceksin)
aa noldu diye sürekli bakmak isteyeceksin.

zor bu iş :P

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 15/9/2006
aslında

bir durum var. başlığa "" Sobeli-Yorum ' muş, Yaptık bakalım "" yazdık, aman yanlış anlaşılmasın. Severek ve isteyerek yazdım ha. Keyifle doldurdum soruların cevaplarını. Aman...

Çağlar dedi ki...

eryol 15/9/2006
Amaci?

Okurken aklıma hemen Lawrence Kohlberg amcanın Moral Development basamakları geldi. Bilen/hatırlayan var ise, orada da şu soru ve buna benzetilerek oluşturulan yan sorular mevcut idi :
"Evlisiniz, eşiniz hastalandı. Ölüm döşeğine düştü ve onu kesinlikle iyileştirecek bir ilaç var piyasada. Ancak oldukça pahallı ve sizin de eve ekmek alacak dahi paranız mevcut değil. Eczaneye gidiyorsunuz, durumunuzu anlatıyorsunuz. Eczacı 'Evet bu ilaç ile %100 iyileşir, ancak size parasız, borç olarak veya taksitle bu ilacı satamam' diyor. Tabi bu duruma gelmeden önce olası tüm kaynaklarınıza da borç isteğinizi iletiyorsunuz, ancak hepsi geri çevriliyor. Bu durumda ne yaparsınız?"

İşte örneğin çocuklar, yani "moral development" aşamasına yeni girmiş veletler kanunları, kuralları herşeyin üzerinde tutuyorlar ve eczacı öyle dediyse hiçbirşey yapamayız,ölmesini bekleriz, diye cevaplıyorlar. üst aşamalardaki insanlar ise, eczacıyı dövüp, veya dövmeden gece dükkanın camını kırıp, ilacı almayı ve sonra kaçak olmayı tercih edebiliyorlar. En son aşama ise, ki ermiş aşaması gibi birşeydi, çok az insan da görülür demişlerdi, yadsımıştım. Tam hatırlamıyorum şimdi, kitap karıştırmam lazım. Ama türetilen örneklerden birisi de bu gemi batarken ki filika örneği idi.

Dolayısıyla bu çalışmada halkın veya bog topluluğunun "moral development" aşaması hesaplanacak olabilir :) Tüm çıkış noktası bir köşe yazısı ise, o köşe yazısını da okumak lazım tabi ki. Evet evet, gene ağız ishali oldum.

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 15/9/2006
korsan

korsan tebligat gibi olmuş oğlum bu,
hafif şeyler yazsana biraz, bu ne... hehe :P

Çağlar dedi ki...

zuleyla 15/9/2006
:)

yoo yoo...Çok güzel olmuş...Farklı bir pencere açıldı bu yorumla buraya...Teşekkürler Eryol...

Çağlar dedi ki...

isimsiz 25/10/2006
:D

Son soruya cevap iyiydi... Banada yakınlıklar farklı birkaç şey hatırlattı, duvar nerde kafamı vuracağım da...