11 Kasım 2006 Cumartesi

Döş Dolması ve Sincan'lı Çağlar


Eve anca gün döndükten sonra varabildiğim için -ki bu geç gelmenin sebebini aşağıda açıklayacağım- yazı bu vakti bekledi malesef.

5 kişi olarak Güveç'te toplandık ve önceden özel sipariş ettiğimiz döş dolmasını yanında biber turşusu, salata ve yine özel talep ettiğimiz, karanfili arttırılmış elma kompostosu ile tükettik. Bu işin sonunda masada mutsuz olan yoktu. Dolayısı ile Nurcan Hanım'a ellerine sağlık dileklerimizi ileterek mekandan çıktık.

Topluca Feyza-Gökhan'lara giderek iki el sıkrabıl attık. Birinde ben birinde Cem döşedi (.... diyeceğim, kimse yanlış anlamasın. Kelimeleri üreten harf taşlarını döşedik) Ama masanın toplam puanına dair ortak değerlendirmemiz vasat olduğumuz yönündeydi. Tabi Feyza'ya çay, nar gibi ev özelliklerinden dolayı teşekkürü bir borç biliyoruz.

Blog tanrıları yazılacak konunun bu kadarla kalmaması gerektiğine karar vermiş olacaklar ki, topluca Cemler'i  Eryaman'daki evlerine bıraktık. Bırakmak sorun değildi ama kendimizi Eryaman'dan çıkarıp bildiğimiz yerlere atmak pek bir maceralı oldu. 5. etaptan İstanbul yoluna çıkmaya çalışırken bir ara solumuzda Sincan Gençlik Merkezi'ni gördüğümüzü, daha sonra güzel bir uzay çatıyı solda uzakta farkedip oranın Göksü Park olduğunu sandığımızı (ama tabi bunun bir sanrı olarak kaldığını tahmin edersiniz), gördüğümüz bir tabelada iki yöne de Sincan ve Fatih yazdığını ama Ankara ya da İstanbul yazmadığını belirtirsem kendi elimizle düştüğümüz durumu tahmin edersiniz. Belli bir süre çalışma olan bir yolda ve iş kamyonları ile birlikte gittikten sonra benim İstanbul yolu diye kodladığım şoseye çıktık. Ankara yönü olduğunu sandığımız yönde belli bir süre ( abarttım mı bilmiyorum ama 10 dakika kadar ) gittikten sonra yine solumuzda Harikalar Parkı'nı gördük. Biraz daha gittikten sonra da çevreyolu bağlantısını ve Optimum'u bulduk. Düşünün Eryaman içinde nasıl bir yol/yön izlediğimizi. Sonrası artık kabul edilebilirdi.

Ankara'yı bilmeyenler için şöyle bir özet yapabilirim; İstanbul'dan Ankara'ya Tekirdağ üzerinden gittik diyebiliriz.

Olsun, döş dolması harikaydı.

7 yorum:

Çağlar dedi ki...

hbasak 11/11/2006
unuttum

Bu hafta, sıkışık trafikten kaçmak için bilmediğim yollara kendimi vurmam nedeniyle iki defa ben de kayboldum. Birinde Yenimahalle'ye girdim, çıkana kadar bayağı bir dolaştım....Dün gece ise tam bir maceraydı nerede olduğumu hiç bilemeyecek kadar kayboldum, tarlaların ortasında "benzinim bitecek, telefonumun şarjı da bitiyor" diye bayağı korktum; sonunda tamamen içgüdülerle buldum evi....Yer-yön duygusundan nasibini almayıp yolda gördüklerini görsel hafızaya kazıyarak ezberleyen benim gibiler için akşam vakti işler karışıyor :)

Ben bir şey demek için gelmiştim bu sayfaya ama yukardakileri yazınca unuttum.....Kızılaydaki hilalin yönü hakkında bir şeyler buldum, onu demek için olabilir..sağa bakma-sola bakma, hilalin doğuşu-batışı ile ilgiliymiş galiba, benim sayfada yazıyor.

Çağlar dedi ki...

dilaya 11/11/2006
:D

Uzun zamandır yoramadık yazılarınızı ama merak etmeyin, hasta gözlerimizin izin verdiği kadarıyla okumaya çalıştık... Ben döş dolması nedir bilmiyorum ama açıkçası kulağa hiç de hoş gelmediğine göre sanırım benim yiyebileceğim gibi birşey değil... Onun dışında Ankara'nın o taraflarını bilmem ama, İstanbul'da doğup büyüyen ve Ankara'da okuyan bir Tekirdağlı olarak bişeyler canlandırabildim gözümde...

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 11/11/2006
cevap hakkımı kullanıyorum

Başak,
hadi bilmediğin yerlerde kaybolmanı anlıyorum. ben de yaşıyorum bunu hep.. ama arkadaş evi kaybetmek ne demek :)

Dilay,
döş dolması bizim kulağımıza, burnumuza, dilimize, gözümüze ve birçok başka yerimize çok hoş geldiği için yedik ve çok mutluyuz. bu yemek kendileri iç pilavlı bir et yemeği olarak düşünülebilir. tutkularımız bizi varediyor :P


Saygılar.

Çağlar dedi ki...

eryol 12/11/2006
döş, kaburga değil

Döş dolması bölgesi:
Sağ veya sol kolunuzu düşünün, kol kapalı iken altında kalan kaburgaları da düşünün. Hah, işte kolun dip kısmı ile kaburgalar arasında kalan bölümü yenilen kısım. Tabi bunu bir oğlak hayvanının dörtte biri olarak da düşünebiliriz :D . Koldan ayrılmış olan parçayı, kaburgaya dikerek, içerisine de bademli vesaireli içpilavı ham halde koyup da tamamen kapatıp şeklen "dolma" ismini kazanmasını sağladıktan sonra pişirme işleminin yapılmasıdır DöşDolmasıYemeği. Tabi ki, sofraya gelen heybetli et parçasının, masa etrafında yeralan etçil insanlar tarafından konuşmadan, hızlıca tüketilmesi eylemidir yaşanmış olanda.. Karşı konulamaz bir lezzet, et ve iç pilavın dayanılmaz birlikteliği, çıtırlaşmış dış etin çatala rulo yapılarak yutulması, iç yağlarının iç pilava karıştırılarak kaşıklanması alt eylemler olarak sıralanabilir. Muhteşem bir et ziyafetidir özetle, tamamen etçiller içindir.. İnsana insanlığını hatırlatır, özüne döndürür. Atalarımızı düşündürür, üzerine testiden kana kana şarap içmeyi, hancının kızına çapkın bakış atmayı özendirir..
KARAMURAT BENİM!...

Çağlar dedi ki...

butterflyvalley 13/11/2006
....

afiyet olsun demekten başka birşey elimden gelmiyor.

Çağlar dedi ki...

hicasliyok 18/11/2006
Son Cümlenin Güzelliği

Çok güldüm yol tarif edişinize. Ben bir Ankaralı olarak tarif ettiğiniz yolları pek iyi bilmekle beraber, bilmeyenlerin durumun komikliğini ancak son cümlenizdeki şekliyle kavrayabileceklerini düşündüm. Aklıma gelmez miydi? Bilmem belki gelirdi :))
Unutmadan: İnce yorumunuz için teşekkür ederim. Kolay gelsin.
Saygılar.
Aslı

Çağlar dedi ki...

dilaya 21/12/2006
:))

Mekan denendi, onaylandı ve çok sevildi...