16 Kasım 2006 Perşembe

fikir-duygu

Akşam akşam önüme yine bir tabela çıktı cümleden yapma. Cümle ise televizyonun hoparlöründen çıkıyordu ama çıkmasının sebebi Haşmet Babaoğlu'nun diliydi.

Dedi ki; "Fikirlerin çoğunun duygular olduğunu düşünüyorum". Tam böyle demediyse de ben böyle anladım.

Yine kıskandıracağım milleti ama ben bu cümleden yazı yazacağım şimdi.



Son cümlemi en önce yazayım: Tanıklık taraflıktır.

Düşünmek, bu eylemin sonucu olarak ortaya fikir çıkarmak tamamen öznel bir çalışmadır. Düşünene özgüdür. Düşünürken kullanılan girdilerin bir kişide ortaya çıkardığı fikirler, başka bir kişide ortaya çıkardıklarından farklıdır. Mutlak doğru gibi bir şeyin öyle olduğunun garantisi, sadece kendisini ortaya çıkaran girdilere bağlı olsaydı, mutlak doğru diye birşey varolurdu. Ama işte sonuçlar hiçbir zaman sadece girdilere bağlı değildir. Aynı zamanda işleç de konuda söz sahibidir. Düşünme eyleminin işleci de insandır. E dolayısıyla insana bağımlıdır fikirler. Elinizde üç tane istatistik değer varken sizin ak benim kara diyebilmem de istatistik biliminin kaypaklığından değil, benim kaypaklığımdandır. Karışıklık olmasın, kara diyen kaypaktır.

Anladınız siz onu. Kısa keseyim aydın havası olsun.



7 yorum:

Çağlar dedi ki...

hbasak 16/11/2006
tutarlılık

Bir yumurta sorusu daha: "Duygular mı fikirlerden doğar, fikirler mi duygulardan?" Babaoğlu doğru söylemiş, biz çoğu kez tersini sansak da beğenilerimiz-hislerimiz ne düşündüğümüzü şekillendiriyor olmasın? Aslında bir şeyi düşünmedenen-nedensiz seviyor; sonra onun sevilesi olduğunu düşüncesini üretiyor, aksi yöndeki görüşleri kolay aklımıza getirmiyoruz yoksa -allah muhafaza- kendimizle çelişiriz !! ben demiyorum psikologlar diyor; bu durumun adına da "bilişsel tutarlılık" diyorlar. Ben psikologlarla tartışmamayı çoktan öğrendim zaten...

Çağlar dedi ki...

kevserbanu 16/11/2006
Büyü

Bu aklıma şunu getirdi, tarihin farklı dilimlerinde aynı görsel öğeyi sunduğumuzda farklı tepkiler alırız.

Dönem insanının bakışı, algılayışı, malzemesi, ahlak anlayışı birbirinden çok farklıdır.Tabii sınıf ve egemen sınıf farklılıları,yedikleri,içtikleri herşey farklı farklı...

Aynı toprağın üstünde iki asır önce yargı başka bir yöntemle veriliyordu, hüküm farklı oluyordu.

Fikir: malzeme, akıl: cadı kazanı, sonuç: büyü...

Zamanın farklı aralıklarında nasıl değişiyorsa olayın yorumu ve varılan hüküm,bize gelen malzemde de biz aynen farklı zaman dilimlerindeki insan topluluklarının sonuçları gibi farklı sonuçlar üretiriz.

Beni ben yapan sizi de siz yapan bu aslında kaşımzın gözümüzün rengindeki farklılıklar değil...Ya da bu fizik farklılılklardan daha dehşet bir ayrım. Hepimizin cadı kazanı kendi aklımızın alamayacağı kadar şaşırtıcı olabilir.

Görünenden daha karmaşığız ve hiç bir deneyde ak olanı aynı makinaya aynı zaman aralığında sokup kara diye çıkaramayız. İnsan deyip geçilmez o yüzden.

Ki ben burada insanın öznelliğini ve sonsuzluğunu görüyorum.

Çağlar dedi ki...

handeelibir 17/11/2006
@:H@NDECE

Çağlarcım, bak bu akşam cuma akşamı ve biliyorsun millet olarak yorgunuz yani süzgeçlerimiz çalışmıyor; şimdi sen beni bu yazınla uyutmıyacaksın yahu!
Aaa!
Resimle ilgili ne yazacaktın bakiim sen, bu arada?
:-P

Çağlar dedi ki...

dilaya 17/11/2006
hı hı...

Valla anladım ben onu:)))

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 17/11/2006
toplama

Başak,
fikir de duygudan doğar, duygu da fikirden doğar sanırım. benim derdim ise ikisinin birbirinden bağımsız olamayacağı, aksine hep birlikre oldukları, objektif bir değerlendirme sandığımız herşeyin içinde kişisel katışlarımız olduğu.. bilişsel tutarlılık... olabilir. iyi plaka takmışlar olgumuzun üstüne bu psikologlar.

Banu,
Yine serdar turgut'un alıntıladığım yazısını hatırlattın bana.

Hande,
Uyuma kız nolucak. Ölünce yeterince uyuyacağız zaten :)
Hem yarın senin tatil günün. bense çalışacağım tüm gün boyunca. Ayrıca resim: bacaklar... off.

Dilay,
naber :)

Çağlar dedi ki...

dilaya 17/11/2006
iyiyim Çağlar...

Yeni uyandım, asıl sen nasılsın hastalıkla ilişkin nasıl gidiyor, var mı bir gelişme...

Çağlar dedi ki...

handeelibir 19/11/2006
@:

Pışşt, ii pazarlar...