7 Ekim 2006 Cumartesi

Bugünün Dökümü



Bugün cumartesi olduğu için yarım gün mesaimiz oluyor. Dolayısı ile 0800-1300 arasını dükkanda geçirdim. Vatana millete faydalı oldum.
Sonrasında zıpladım, eski mahalleye Cebeci'ye gittim. Zıpladım dedi isem inanmayın, öğle vakti trafik biraz yoğun idi ve uzun sürdü. Hedefim Berber Muharrem abi idi. Sanırım 98'den beri kafamı orada incelttiriyorum. Muharrem abi 932 model bir berber. Kendi beyanatına göre ne bakanlar, ne milletvekilleri traş etmiş. apo, Deniz, Mahir, Yusuf, Hüseyin hepsi elinden geçmiş. Akıllı ve lider ve aynı zamanda sessiz olan Mahir'miş. Fakülte orada ya.
Muharrem abi ya da yanındaki Murat, artık kim denkgelirse oturuyorum kesiyorlar. İkisinden de pek keyif alıyorum. 74 yaşına rağmen Muharrem abi ile sohbet pek bir keyifli. Her seferinde "avanak otu" ikram ediyor, ben de teşekkür edip her seferinde almıyorum doğal olarak( sigara gibi kötü bir alışkanlığım yok der, ilgililere selam ederim :P ) . O da, ben almayınca, "çok iyi yapıyorsun, bunu anca avanaklar içer" deyip yakıyor bir tane parlement.
Bugün Murat kesti beni. Naturel ense, yanlar ve arka sıfırdan iki numaraya izsiz. Tepe üç numara. Yine kısa alabros/alabrus/subay traşı oldu anlayacağınız. Sakaldı, ipti, kıldı, tüydü derken yıkama ve mesajımızı (ne mesajı olm masaj o masaj) da sahiplendikten sonra teşekkür ettik, görüşemezsek diye şimdiden bayramlaşıp çıktık. Seviyorum ben bu Cebeci'ye berber için gelme işini. Arabayı içcebeci'ye parketmiş olduğum için keyifli keyifli yokuş tırmandım. Bu arada 3 arkadaş numarası çevirdim, hepsine teker teker bravo ki hiçbiri açmadı. Kimse beni sevmiyormuş o zaman dedim(karamsarım ya) devam ettim.
Dükkana döndüm.
Motorsiklet ehliyeti bu seneden sonra sıkıntılı bir süreç halini alacakmış bilgisini aldığımız için bir motor ehliyeti kursu ayarlaması çalışması yaptık (bu tür cümlelere hayvanca sıfat tamlaması deniyor)
Yolda günün kalanını bisiklet günü ilan etmiştim kafamın içinde, bu nedenle kostüm değiştirdim dükkanda: Bisikletçi taytı, uzun kollu parlak üst, havlu çorap, spor ayakkabı, eldiven, kask.

Atladım Kron'a aşağıdaki rotayı gezdim. Aşırı yavaş, sadece ter atmak için. Google Earth yaklaşık 10Km dedi(9.94) . Tabi bu görüntü düz bir görüntü. Hiç öyle durduğuna bakmayın. yatayda ve dikeyde yapılan iş sıfır olmasına rağmen(başladığım ve bitirdiğim yer aynı) benim için korkunç yükseklik değişimleri geçtim. Bu güzergah 1625'den 1745'e kadar sürdü. yuvarlak hesap bi saat onbeş dakka.


Sonra arabaya atladım, eve koşturdum. Arada kısa alışveriş yapıp eve geldim. Çay koydum, suyun altına atladım ve 1828'de soframın başında hazırdım. (ulen isviçre malı mıyım yahu, bu nasıl dakiklik) Ha arada aç karnına tartıya çıktım 75 çıktı. Herhalde gerçek sayılmaz bu değer. Sonuçta su kaybı olmuştur bayaa bi. Neyse çok önemli değil, bakarız bi ara.



Matematik hayatın her yanında çalışır mı?

Bisikletle dolanırken boş boş önüme bakmadım, etrafıma da baktım. Bakınız bir enstantane:
Yaklaşık 40 yaşlarında, belli ki belli bir yaşam kalitesine sahip(kendi arabası, lüks semt, alışveriş vb.) sinirden yüzü kıpkırmızı olmuş bir baba, yaklaşık 4 yaşlarında, ağlayan oğul'u bağırarak ve döverek arabanın arka kapısından içeri sokuyordu. Herhalde çocuk alışveriş merkezinde birşeyler istemişti, baba da eve geç kalmanın verdiği sıkıntı ile, işinin verdiği sıkıntı ile belki, çocuğunu tatlı dil ile ikna edememişti gitmeye.
Peki gerekçe ne olursa olsun o babanın attığı tokatların onda biri bile fazla değil miydi kendi oğluna.
Hiçkimsenin hakkını hiçkimseye teslim edebilecek durumda değilim, kimseyi yargılayabilecek soğukkanlılığım da yok bu durumda. Sadece inanılmaz bir korku ürpertisi dolandı sırtımda. Yokuş değil ama bu görüntü beni ciddi terletti.


Not: Bu yazı Direkler'e giremiyor, Genel için de çok özel. Dolayısıyla Bisikletle'de.


8 yorum:

Çağlar dedi ki...

dilaya 7/10/2006
yorumlar...

yazı uzun olduğu için yorum yapmak istediğim noktaları önümdeki küçük bir kağıda başlıklar halinde yazdım,ordan aktarıyorum...
1. Muharrem Abi'ye saygılar,maşallah o yaşında hala çalışıyor...
2. Biraz süslüyüz galiba o kadar ayrıntı hoş pek anlamam erkek berberlerinde neyi nasıl yaparlar ama olsun bakımlı olmak herzaman iyidir.
3.Arkadaşların seni seviyorlardır da musait olmadıklarından dolayı açmamışlardır. Karamsar olma öyle, istersen sana davut amcayla tanıştırayım kendisi pozitif düşüncecidir.
4. aman gözünü seveyim dikkat et şu motor olayına... Tehlikeli biraz...
5. Son kısım hakkında yorum bile yapmıyorum:((

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 7/10/2006
2'ye cevap

süs? .. allah korusun. iyice kısa kestiriyorum ki saç herhangi bir konu başlığı olmasın, havluyu sürteyim, çıkayım.

oturup yazınca en basit gibi görünen şey bile uzuyor, sanırım bu nedenle öyle algılanmışız.

bizde(erkek berberinde) mahrem bir durum olmaz genelde, ki ben mesela bu anlattıklarımı kaldırıma 1 metre mesafedeki bir koltukta yaşadım. Yoldan geçenlerle bizi ayıran da cam idi :)

ha tabi {metro, über, tümer vb.}seksüel erkeğimsi dünyasından bahsetmiyorum. bildiğin mahalle berberi olgusu.

Çağlar dedi ki...

dilaya 7/10/2006
biraz da alınganız galiba:)))

Tamam 2. maddeyi yok sayalım, allahtan elim kayıp kokoş yazmamışım... Bir gün utanmazlaşırsam yapışırım da bir berberin camına görürüm neler yaptığını o zaman... Ayrıca benim ima etmek istediğim temizlik paklıktı da yanlış anlarsın diye öle yazmadım, keşke yazsaymışım:(

Çağlar dedi ki...

Zü-Leyla 7/10/2006
**

sıhhatler olsun çağlar...:)
Bisiklet gezisi güzel olmuş...Uzun zamandır aklındaydı zaten değil mi? yalnız formdan mı düştün ne? bak 5 km eksik yol almışsın..

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 7/10/2006
doğrudur

evet geçen sefer 15 idi 10 oldu ama mesafe değil de zaman çalışıyorum.

tahmin edersin ki vakit sıkıştırdı.

valla bi daha olmaz :)

Çağlar dedi ki...

eryol 8/10/2006
uyku

yahu arkadaş, uyuyakalmışım öğleden sonra. Taa akşam, ezan sesine uyandım, senin aradığın vakit muhtemelen yeni uyuyup uykunun en tatlı ve en derin kısımlarında seyretmekte idim, duymamışım :)

O değilde, yine kalp kalbe karşı, öğlen gibi senin oralarda idik, uğrayalım diye konuştuk, ama bana uyku fena bastırdı, basiret bağlandı, eve döndük.

kısmet efendim, kısmet..

Not: yahu bu über-süper seksüellik tanımlarının bizim yaşamlarımızla alakası yok, hiç bu tanımları üstlenmeden devam etmeli yaşama, alınmamalı, üstlenmemeli :p

Çağlar dedi ki...

sharquteri 8/10/2006
selamlar

Merhaba çağlar,

Yazını keyifle okudum, böyle hayatın içinden yazılar okumayı seviyorum, hiç tanımadığın bir insanın hayatına giriveriyorsun ve hiç beklemediğin ortak yanları görüp mutlu oluyorsun. Ben de arasıra yazıyorum böyle yazılar... Eskiden başkaları okumasın diye günlüklere ufak kilitler takılırdı, şimdiyse internet aracılığı ile tüm dünyaya (tüm türkçe konuşanlara diyelim) açıyoruz kendimizi. Biz mi değiştik zaman mı değişti acaba?

Beş saat bisiklet sürmek az şey değil bence. Saatler, krokiler, teknik detaylar... Yazının bir mühendisin elinden çıktığı belli oluyor. Umarım yakında google earth üç boyutlu haritalara geçer de çıktığın yokuşların güçlüğünü daha iyi anlayabiliriz...

Not, bu arada benim yazıma yaptığın güzel yorum için de teşekkür ederim.

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 8/10/2006
ge ve yec

Gökhan,
Feyza anlattı skype'de. Dediğim gibi, uyanmaman en iyisi olmuş. Yat yat paso uyu. Başka türlü geçmeyecek o senin nezlemsi şey. über, süper mevzusunu renk olsun diye koydum, doğrudur alakamız yoktur.

Yec,
E Çelik de değişti(ööff berbat :)
Açıkçası zamanın yeni dinamikleri insanları değiştiriyor. Birçok insan didikliyor(kevserbanu mesela, ya da onun son yazısına yapılan yorumlar vb.) ya ne oluyoruz diye. Şifreler biraz oralarda. Ama açıkçası bu blog'u biraz didikleyince web günlüğü çıkıyor ya, gerçekten klasik günlük kavramının tam tersi aslında. Biz yazılarımız okunsun diye yazıyoruz. Bu anlamda yapılan kesinlikle günlük değil kanısındayım. Artık ön hazırlık ve altyapı gereksinimi çok azaldığı ve kolaylaştığı için kişisel yayım(neşriyat) yapıyoruz biz bence. Warhol "Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak" mı demişti. Belki de böyle olunuyordur. Özetle iz bırakmaya çalışıyoruz.

5 saat konusunda bir yanlış anlaşma olmasın, hani beş saat bisiklet sürmüşlüğümüz vardır da sanırım daha buralarda anlatmadım, bu yazıda anlatılan parkur 1 saat 15 dakika kadar sürdü.

3 boyutu gezdiren bir teknoloji var aslında, hatta Türk yapımı desem sevinir misiniz bilmem. Umarım yaygınlaşır ve kamuya açık da olur(ya da Google'a satarlar kendilerini :) www.citysurf.com.tr

Saygılar.