19 Ekim 2006 Perşembe

Yeni bir oyun vesilesi ile sobelendik


Dilay fly ile birlik olmuş yeni bir oyun icat etmişler. Sonra da ikinci nesil olarak bizi sobelemişler.

Bu oyunda sobeleyen size üç kelime veriyor ve bu kelimelerden bir hikaye yazmanızı istiyor. Budur durum. Sobelenen ben için pek bir gerginlik üreten bir hal oldu bu. Altından kalkamadım açıkçası. Kelimeler oyuncak ayı, acenta ve kilim idi. Bakalım neler çıkacak:


****************************************************************

Hikayemizin fantastik dünyasında herkes ve herşey rolleri değişmişler. İnsanlar en aşağılık ve zavallı konumlara düşmüşler. İnsanların klasik dünyada eziyet ettikleri her bir şey de üste çıkmışlar. Kediler başbakan olmuş gerçekten, sandalyeler de plajlarda güneşlenir olmuşlar aylarca. İnsan dışı her bir mahluk o kadar geniş bir vahaya yayılmış o kadar yayılmış ki, altta kalıp oyuncak olan insancıklar -hala fikirleri akıllarının içinde olduğu için- dünya bunlara yetmeyecek sanmışlar.
Ama şaşırtıcı bir şekilde o kadar kaynak, o kadar güzellik, o kadar keyif öyle bir dağılmış ki insan dışı tüm mahlukların arasında gören şaşkınlıktan gerisin geri tepetaklak düşmüş. Ortam sanki kalemle kağıtla çizilmiş, pergelle, gönyeyle ölçülmüş gibi hakça dağıtılmış mutluluktan geçilmiyormuş.
Bu ortam öyle bir ortammış ki tartışma, kavga bile olmuyormuş. Buna artık evlerin banyolarını ovan fırçaların yerine geçmiş olan insanla aynı evlerin salonlarını saçları ile süpüren insan bir anlam veremeyip, aslında olması gereken doğru durumun olmuş olmasına şaşırıp işlerinden arta kalan zamanlarında ardiyedeki yerlerinde tartışır olmuşlar. Yani bu halleri ile bile didişirmişler. Süpürge insan diğerine;
"Ben herşey tepetaklak olmadan önce iki güzel kızın annesiydim, kızlarım daha kreş yaşlarında iken bile kavga ederlerdi, aldığım barbi bebekleri, ken ile barbi'nin evleri, oyuncak ayıları, çiçekli yastıkları, ve bunun gibi birçok başka oyuncaklarını hiçbir zaman paylaşamazlardı, o bebekler hiç elleri kolları sağlam durmazdı. Nasıl oluyor da şimdi bize efendilik eden soda şişesi patronumuz ile ütü masası hanımımız hiç tartışmıyorlar. Bebekleri olan  çay bardağı ile çay kaşığı hiç kavga etmiyorlar. Şaştım kaldım"
deyiverince fırça insan olduğu yerde şöyle bir silkelenip üzerinde kalan son sabunlu suyu da atmış ve cevap vermiş;
"Ah kardeş anlayamıyorum ben de. Eski hayatımda bir turizm pazarlama firmasında çalışıyordum. O güzelim otelleri acentelerimize dağıtmak, onları koordine etmekti benim görevim. Biz ki o tatilleri satın alan kullanıcılarla hiç muhatap olmazken bile ne kavgalar olurdu firmalar arasında. Kaldı ki kısıtlı parasıyla ve zamanıyla en iyi tatili yapmaya çalışan insanlar birbirlerini yermiş duyduğumuza göre. Ama şimdi baksana ne kadar şen şimdi dünya. Biz bilememişiz bu güzelliklerin değerini. Birbirimizle didişmekten görememişiz etrafımızın güzelliklerini, müstahak bize bu yeni hal, değil mi. Çekeceğiz şimdi"
Bizim süpürge ile fırça böyle dertleşirken evin kahyası kilim yuvarlanarak ardiyenin kapısını açmış ve lütfen arkadaşlar demiş, biraz sessiz olalım:
"Çay bardağı ile çay kaşığı keyifle şıkırdayamıyor sizin hışırtınızdan"



****************************************************************

Bu kadar çıktı efendim. Sunalım beğeninize.

Şimdi bu sefer oyunu durdurmayacağım, devam ettireceğim.
Kelimeler: Süt, naylon ve krizantem
Bloglarının konseptine/kavramlarına ters olması kaygısına rağmen sobelemek istediklerim(eğer kabul ederlerse): hbasak ve zuleyla
Züleyla kendi görür buradan sanırım, Başak'ta ce-e-box var, oraya not bırakayım...

Saygılar.

9 yorum:

Çağlar dedi ki...

zuleyla 20/10/2006
***

çok güzel olmuş...eşyalaşıp, eşyalara hüküm sürdürmek orjinal kılmış hikayeyi...verilen üç kelime de hadi adı geçsin diye kullanılmamış hem...sindirilmiş yazının içinde..bu da güzel olmuş..

hikayenin sonunda iki elma düşmüş gökten.. biri bizim payımıza :)

en kısa zamanda yazmaya çalışacağım efendim...
saygılar...

Çağlar dedi ki...

dilaya 20/10/2006
iyi geceler...

Muhtemelen uyuyorsundur şimdi, uykunu bölmeden ben kısa bir yorum yazayım, kelimeleri kullanış biçimin çok güzeldi, alakaya maydanoz olmamış yani... Tebrik ederim Çağlar Bey... Yaratıcı zekanız için de övgüler sunayım gitmeden önce bir de...

Çağlar dedi ki...

hbasak 20/10/2006
tatil ödevi

Elimden geleni yapıcam efendim; kelimeleri metne yedirebilir miyim bilmiyorum; şimdilik ilk cümlede hepsini kullanıp aradan çıkarmayı; sonra öykünün gerisinin kurgulamayı düşünüyorum.....Nasıl olsa bayramda bir yere gitmiyorum, Ankara'dayım, evde oturup yapacak iş çıktı :)

Çağlar dedi ki...

hbasak 20/10/2006
ziyaret..

Duramadım yazdım, ziyaretnize açıktır.

Çağlar dedi ki...

butterflyvalley 20/10/2006
:)

fantastik ve gizemli bir hikaye olmuş. ellerine, yüreğine sağlık çağlar.

Çağlar dedi ki...

handeelibir 26/10/2006
tebrikler!

Efenim kendimi Jumanji ile Alice harikalar diyarı arasında bir yerde dolaşırken buldum..
Elinize sağlık, benim hikayeden haberin var mı?Ehh pembe dizi oldu biraz ama neyse :-P
@

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 26/10/2006
toparlama

bu hikaye sobelemesi işi güzel oldu bence,
züleyla, hala yazmadı, yazdıysa da daha yayınlamadı.
dilay'dan dallandı oyun. takip ediyorum mümkün olduğunca, ilginç noktalara gidiyor sobeleme.
başak, tatilde yazacağım dedi, duramadı ve gününde yazdı hemen. sonra onun sobeledikleri yazmalarda.
fly, okumuş. teşekkür ederim. uğraştık bir nebze abicim.
hande, takip ediyorum senin hikayeyi :) dallas olacak gibi ya hadi bakalım. benimki evet bolca kurmaca oldu.
Saygılar.

Çağlar dedi ki...

Zü-Leyla 26/10/2006
gecikmiş olmakla birlikte

nihayet hikayem hazır...pek bir şeye benzemedi ama ne yapalım idare edilecek artık :)

Çağlar dedi ki...

dilaya 26/10/2006
gittim geldim de kimseyi bulamadım

konu kısmına mesajı yazdım ordan oku...