18 Ekim 2006 Çarşamba

Kelebek etkisi ya da bulanık beyinli Çağlar bugün ne iş işlemiş


Çocuklar için; noktaları birleştirin, bakalım ne resim çıkacak ortaya resimlerini hatırlar mısınız. Hatta sonra boyanırdı da içleri, güzel olurdu.

Bir mıh bir nal,
bir nal bir at,
bir at bir yiğit,
bir yiğit bir devlet

diye bizim kültürümüzde anlatılan olguyu ecnebi, kelebek etkisi diye teori yapmış. Bugün fransıza uyuz oluyoruz, alınmış pejoyu yakmak yerine alma kararlarımızı yerli malına doğru yöneltmeye çalışsak mümkün olduğunca, iyi olur kanaatindeyim. Fikirde de yerli malı kullanmak diye bir yerli malı fikir atayım ortaya. Diyeyim ki kaos teorisini örneklerken börtü böcek yerine atlı, yiğitli, devletli örneklemimizi kullanalım. -Bakın bu paragraf mis gibi tartışılabilir, fikrin ulusu olur mu diye...Dikkat,  biliyorsunuz karşılıklı tartışma istemiyorum yorumlarda, buyrun herkes kendinisininkini koysun yorumlara, bilelim, öğrenelim. Nedir bu böyle saçma girizgah diyenleri aşağı alalım;

Gündelik hayatta da olmadık noktalar olmadık başka noktalarla birleşiyor, ilginç bir resim çıkıyor ortaya. Sürekli gidiyorum dediğim bir lokanta var demiştim ve daha önce bahsetmiştim Boğaz kısmında Yörükhan Güveç'ten. Bugün oradaydık yine şirketten insanlarla, üstümüze 3 paket tanıdık geldi, komik oldu. Tanıdığın tanıdığı vardı, oradan onu buradan bunu topladık, bilgilendik. Avrupa'nın birleşip tepemize binmesinden girdik, Irak'ı Suriye'ye kattık Van Gölü'nden çıktık helikopter'e takılı havadan havaya roketle. Arada da Ümitköy'ün ve Çayyolu'nun en ünlü ve ruhsatsız mekanları hakkında malumat sahibi olduk takviye olarak.
Neyse, beyin çorbasını uzatmayayım derken aklıma içtiğim çatalhöyük çorbası, yediğim sebze güveç, gavurdağı salatası, sarma, frik/frig/firik ?? pilavı ve güllaç geldi. Düşünürken yine doydum bakın. Ağzı sulanmış olup da bizim bu mekana gitmek isteyenler için aşağıda ufak bir resim var. Resmin sol üstü Çetin emeç ile Türkocağı'nın kesiştiği kavşak. Dolayısı ile resmin üst tarafında boydan boya olan cadde Çetin emeç. Sağ taraftan yani Kızılay yönünden gelecekler Aşağı öveçler 4'ten girecekler ve o beyaz çizgiyi pazar yerinin karşısındaki mekana kadar takip edecekler. Sol taraftan yani Konya yolu tarafından gelmek isteyenler de Çetin emece çıkıp ikinci bat-çık'tan önce 6. caddeye girerlerse ve yine beyaz çizgiyi takip ederlerse iyi olacaktır. 2. bat-çık'ı da kullanıp sonrasında 6. caddeye girenlere oha ya da Çağlar diyebilirsiniz. Ha bir de "kardeşim el kadar foto koymuşsun, birşey anlamadık biz, yön duygumuz da pek bir zayıf" diyenler olabileceğini düşünerek mekanın koordinatlarını vereyim ki ne kadar uzgörülü bir insan evladı olduğum bilinsin:
39 derece 53 dakka 25,97 N; 32 derece 49 dakka 31,40 E  (Valla doğrusu nasıl yazılıyor bilmediğim için böyle yazdım. O damak mutluluğu için bunu kendiniz çözeceksiniz)

Arkadaş anladık da niye bu kadar çekiştiriyorsun bu Güveç restorantını diye düşünenler için ise; senelerdir orada yediğimi, sadece yemek için değil sohbet için de oraya gidebildiğimi, kendimi mekana ait hissedebildiğimi ya da mekanı kendime ait hissedebildiğimi, geçen sene kolumu kırdığımda bana bakmaya gelen anne-babanın beni buranın sahiplerine emanet ettiklerini söyleyebilirim ya da size ne kardeşim, uyuz oluyorsanız okumayın da diyebilirim. Budur:



Günün özetini tersten yazdığımın farkındayım fakat öyle başladık bir kere. Öyleyse şirketten Güveç'e gelirken arabada dinlediğimiz müzik ve o anda yaptığım çıkarımdan da bahsedeyim. Arabayı bizim Ömer gün içinde kısa bir iş için almıştı, radyoda Radyo Ostim ayarlamış. İsmi tam doğru yazmamış olabilirim ama önemli olan bu kanalın tarzının Ankara havası olması, dur aslında kibarca yazmaya gerek yok doğrudan Sincan tarafından Turgut, Namık vb. isimli arkadaşlarımızın belli bir tarzdaki türkümsülerinin bu kanalın ana kan damarı olduğunu doğru anlamış bulunduk. Mis gibi de eğlendik. Ne dedi şair türküde: "8x4 getir kokamıyoom, gelin de kör olsun duramıyooom" Bu kadar özgün bir türkü idi işte. Biz ise akşam trafiğinde her sürücünün bu ve benzeri kanalları dinlemesi ve sinirlerini asfalta gömmesi gerektiğinde karar kıldık. Eskişehir yolunda arabanın içinde haydi eller havaya yapanlar da bizdik yani. Hande müzik dinlemek için araç sürmüş bugün, biz de böyle bir nazireyi bilmeden yapmışız. Böyle işte.

Günün başından buraya kadar olanını unuttum sanırım. Yetsin bu kadarı
Saygılar.

Not: Güne dair birşeyler yazmak kolay. Ama sobelenme ödevimin olduğunun, iletişim konusuna devam etmem gerektiğinin, Taslak'da söylediğim ve eksik kalan konuların kaldığının, okumam gereken siteler olduğunun farkındayım. Ama onlar daha fazla konsantrasyon ve enerji istiyor, doğruya doğru. Tamam, tamam sallanmam.
Not2: Şöyle ilginç bir noktaları birleştirme vukuatı da olmuş: Birileri Güveç'i başka birilerine anlatmış ama tarif edememiş bir sebepten, sonra o başka birileri webden(web değil o google) aramış, hasbel kader(böyle mi yazılıyor bu) biz çıkmışız, laf dönmüş dolaşmış mekanın sahiplerinden bize geri gelmiş. Eğlenceli. Demem o ki bir blog nasıl, nerelerden, hangi ince tellerle nerelere bağlanıyor...

8 yorum:

Çağlar dedi ki...

handeelibir 19/10/2006
:ii geceler

Ben bu yazıyı yarın okucaam, ok?
Bak hala uyanığım...
:-)

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 19/10/2006
selam

uyanık okuyucumuz Hande'ye selamlar :)
Tamam, bak yarın(bugün) okkalı bir yorum yazmazsan gönül koyarım ona göre. Hem bak bir üste bir başka yazı da kondurmuşum ki deymeyin keyfime. çok verimliyim canım.

Çağlar dedi ki...

handeelibir 19/10/2006
@:

Yazının Hande'de düşündürdükleri:
1-Ben nie burda yemek yemedim, ehh davet olmadı ki? :-P
2-Radyo ostim konusunda yazılanlarda bol kahkaha, asfalta gömülme cümlesinde kopma
3-Yazımın okunmuş olmasının mutluluğu-Teşekkürler :-)
4-Dilayın ödevini tamamlamam yönünde hatırlatma, sadece bir hikayeydi istenen,ben olayı romana dönüştürdüm. Vur dedi, öldürdük anlıcaan :-)

Bir de kadir gecen mübarek olsun :-)
Sevgilerimle,
H@nde


plus---> teşekkür ederim :-)
Kim bilir belki orda olurum?
Kızıl saçlı sürekli gülümseyen biri görürsen bil ki o H@nde

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 19/10/2006
hımm

Aşkolsun diyeceğim, demeyeyim zira davet etmedik, hayvanlık bizde...

1'e cevap) Bu akşam oradayım Hande'cim. Ama gerçekten pek kalabalık bir ortam olacak müşteri falan... Borcum olsun bayram sonu, oldu mu. Zaten artık bırakmam, sırnaşırım ben ;)

4'e cevap) Valla ben daha hiç başlamadım bile.

Son'a cevap) Cümlemizin...

Çağlar dedi ki...

zuleyla 19/10/2006
okuyucu der ki:

Yörükhan Güveç artık Ankara'ya gidilince görülmesi gereken yerler arasında oldu bizim için..Yemeklerin adları bile cezbediyor insanı...Keşke bir de fotoğraflanmış olsaydı bu yazı...Haritayı gördük de mekan nasıl bi yer acep...:)

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 19/10/2006
teknoloji fakiri çağlar

resimleme konusunda problemlerim var. günümüzün revaçta teknolojik foto çeken telefonumsılarını kullanamıyorum. eski dünyanın telefonlarından var bende. dolayısı ile fotoğraflayamıyorum. ama sorarım bu akşam erol abi ile nurcan hanıma :)
Saygılar.

Çağlar dedi ki...

dilaya 19/10/2006
Yörükhan Güveç

Gerçekten bilmiyorum neresi orası, onca yıl kaldım ama demek ki eksik kalmışım bu kadar övüldüğüne göre... Kısmetse bir daha ki ziyarete...

Çağlar dedi ki...

caglarbilir 19/10/2006
evet gittik geldik.

bugün de yine mekanda idik belirttiğimiz üzere. misafirlerimizi ağırladık şark köşesi tarafında. bilinen ramazan heyecanı/hengamesi içinde birazcık yorulduk. Ama mutlu mutlu da doyduk. Keşkek varmış, unuttuk. Perşembe günleri keşkek günü, ilgilenenlerin bilgisine.

Kızıl saçlı sürekli gülümseyen birisi... çok özür dilerim eğer orada idiysen Hande. Çok kalabalıktı başım, etrafımı göremedim. Bir de başka bir arkadaş masası denkgeldi, ikiye bölündüm. Kaçırdı isem üzülürüm çok.

Evime nasıl davet etti isem başımın üzerinde yeriniz var diye(ki kimse gelmedi bir çay içmeye bile :) buraya da gönül rahatlığı ile herkesi davet edebilirim. Buyrun efendim. Bensiz de giderseniz Çağlar deyin. Ya da demeyin, ne gerek var, her durumda özenle, mutlulukla yardımcı olmak isteyen sahipleri var oranın.
Saygılar.